31 Ekim 2013 Perşembe

Le Passé

Auteur – yönetmen Aşgar Ferhadi (Asghar Farhadi)’nin 2006 yapımı Chaharshanbe-soori / Fireworks Wednesday / Çarşamba Ateşi, 2009 yapımı Darbareye Elly / About Elly / Elly Hakkında ve 2011 yapımı Jodaeiye Nader az Simin / A Seperation / Bir Ayrılık filmlerini izlemişim. Sineması kendisini belli ediyor yönetmenin. Ferhadi'nin filmlerinden birini hiç başındaki yazıları görmeden, ortadan bir yerden izlemeye başladınız diyelim, rahatlıkla O'nun filmi olduğunu algılayabiliyorsunuz. Ferhadi’nin filmlerinde en sevdiğim taraf tamamen izleyicisine bırakması her şeyi. Tüm yorumlara açık en kritik sahneler. Kahramanların nasıl davranacağı, tepkisinin ne olacağı, söyleyemediği, konuşamadığı tüm sahneler sizin algınıza, anlayışınıza, yönlendirmenize bırakılıyor. Yönetmenin, bu kez Fransa’da çektiği son filmi, Fransız – İran ortak yapımı Le Passé / The Past / Geçmiş’i izlerken de yönetmenin daha önceki filmlerinde hissetiklerim başıma geldi. Yine filmdeki kahramanların bazı kararları neden verdiklerini, neden o şekilde davrandıklarını, gerçekte ne yapmak isteyip de yapamadıklarını bilemedim ama gayet güzel kendime göre yorumladım. Farklı bir Paris sunan bir Ferhadi filmi olmuş Le Passé / The Past / Geçmiş, tiyatro oyunu havasındaki filmi ve oyunculukları çok sevdim.
"Geçmiş, geçmiş midir, geçmemiş midir? Geçtiyse nerededir?"

30 Ekim 2013 Çarşamba

Jîn

Reha Erdem’in yazıp yönettiği 2013 yapımı Jîn filmini DVD’si çıkar çıkmaz edindik elbette. Jîn, “hayat” demekmiş, şapkayı kaldırınca da “kadın” anlamına geliyormuş şuradaki söyleşiden öğrendiğime göre. Reha Erdem kendisine yöneltilen 'Jîn filminin, Hayat Var filminin devamı gibi olduğu' sorusunu “Bir devamlılık yok ama benim dertlerimle ilgili bir devamlılık var.” diye yanıtlamış. Üstelik dikkatli izleyicilerin fark edeceği gibi, Jîn dağdan ovaya indiğinde girdiği evde yaşamakta olduğunu düşündüğümüz genç kızın fotoğrafının üzerinde de “Hayat” yazıyor. Buradaki “Hayat” elbette fotoğraf stüdyosunun adı ama Reha Erdem’in Hayat Var filmindeki Hayat’a hoş bir gönderme yapmış olduğunu düşünüyorum böylelikle.
Politik tarafını, Jîn'in kimlik sorunuyla ilgili hiç tartışmayacağım, bu konuda çok fazla yazı, eleştiri, görüş de okudum ama rahatlıkla söyleyebilirim ki Jîn; Hildur Gudnadottir’in müzikleri, Florent Herry’in eşsiz görüntüleriyle güzel bir Reha Erdem filmi olmuş. Ancak, sıkı bir Reha Erdem takipçisi olarak, her zaman için favorim A Ay filmi kalacak gibi görünüyor.

29 Ekim 2013 Salı

Cumhuriyet Bayramı'mız kutlu olsun!

Cumhuriyet Bayramı'mız kutlu olsun!.

22 Ekim 2013 Salı

Escape From Tomorrow

Randy Moore’un yazıp yönettiği, tamamen gerilla kamera çekimi teknikleriyle Walt Disney Stüdyoları’ndan izin almadan Disneyland’da çektiği, 2013 yapımı, siyah-beyaz Escape From Tomorrow / Yarından Kaçış filmini izlemek, bir zamanlar benim yapmış olduğum gibi rengarenk Hundertwasser Evleri ’ni siyah-beyaz fotoğraflamaya benziyor. İki çocuklu, sıradan bir Amerikan ailesinin Walt Disney Stüdyoları'nda geçirdiği güne odaklanan film sürprizlerle dolu. Masal ülkesi Disney’in büyülü dünyası yerine, karanlık taraflarında dolaşmak isterseniz Escape From Tomorrow filmini mutlaka izleyin ! Hep aklınızın bir köşesinde bulunsun; hiçbir şey göründüğü gibi değildir !

7 Ekim 2013 Pazartesi

Turkuaz bir balon bıraktım gökyüzüne



1 Ekim 2013 Salı

Breezy

Senarist Jo Heims, orta yaşlı bir adamla genç bir kızın aşk hikayesini yazdığında aslında orta yaşlı adam karakteri için arkadaşı oyuncu – yönetmen Clint Eastwood’u düşünmüş. Clint Eastwood, senaryodaki ana karakterlerden Frank Harmon’u çok iyi anladığını ancak bu rol için kendisinin genç olduğuna kanaat getirince, rol William Holden’a gitmiş ve Eastwood da yönetmen koltuğuna oturmuş. "Çiçek kız" olarak da Kay Lenz seçilince 1973 yapımı Breezy filmi ortaya çıkmış.
Rahatlıkla “maço”luğun üzerine ikinci bir ten gibi yapışmış olduğunu söyleyebileceğim Clint Eastwood’un oynadığı ya da yönettiği filmler kategorisinde apayrı bir yerde duruyor Breezy. Kafası boş olmayan, başına buyruk, 19 yaşındaki “çiçek kız” ile filmin geçtiği yıla göre hayli hoş bir post modern bir evde yaşayan, işi-gücü-parası yerindeki orta yaşlı adam, olanaksız gibi görünen, belki de tüm güzelliği olanaksızlığında yatan güzel bir aşk hikayesine imzalarını atıyorlar.

Filmin tema müziği "Breezy'nin Şarkısı" da oldukça hoş !