3 Kasım 2012 Cumartesi

Da-reun na-ra-e-suh

Güney Kore'nin Woody Allen'i olarak da adlandırılan, ilk filmi dışında tüm filmlerini kendisi yazıp yöneten Sang-soo Hong'ın ilk izlediğim filmi, en son filmi Da-reun na-ra-e-suh / In Another Country / Başka Bir Ülkede oldu.
Film, annesiyle, Mohang sahil kasabasında tatilini geçiren, genç bir sinema öğrencisinin, can sıkıntısından "Batılı bir kadın Güney Kore'ye gelse ne yapardı?" sorunsalı üzerinden, senaryo karalamasıyla başlıyor. Bizi, adı "Anne" olan orta yaşlı bir Fransız kadınıyla tanıştırarak, Anne'in çeşitli senaryo alternatifleriyle, adeta film içindeki farklı farklı kayboluşlarını gösteriyor. Anne'in peşinden, muhtemelen yaz sezonu sonlarındaki, Mohang sahil kasabasındaki yerel halka tanışıp, gündelik hayatlarına göz atıyoruz bir izleyici olarak. Anne rolünde aykırı, itici, rahatsız edici tüm başrollerin vazgeçilmez oyuncusu Isabelle Huppert oynuyor.
Genç sinema öğrencisinin ilk karaladığı senaryoda, Anne, bir kadın yönetmeni canlandırıyor ve Mohang'a, karısı hamile olan Güney Koreli film yönetmeni arkadaşını ziyarete geliyor. İkinci senaryoda, Anne, Fransız kocasını, Güney Koreli ünlü bir sinemacıyla aldatan bir kadın rolüne bürünmüş olarak aynı sahil kasabasının aynı sokaklarında dolaşıyor. Son senaryodaysa, Fransız işadamı zengin kocasının kendisini Güney Koreli bir kadın yüzünden terk etmesinden sonra, gene Güney Koreli ama daha yaşlı bir kadınla, Mohang'a ziyarete gelmiş ve teselliyi bir Budist rahibin öğütlerinde arayan bir başka Anne var karşımızda. Her üç senaryoda, oteldeki yardımcı kız (senaryoları yazan genç öğrenci) Anne'e bir türlü bulunamayan, kimsenin yerini bilmediği deniz fenerini tarif edip duruyor. Hemen aşağıdaki üç ayrı resimde, genç kızın tarifiyle ve yardımıyla, Mohang kasabasını keşfe çıkan Isabelle Huppert'i görebilirsiniz. Tabii bir de ilk senaryoda bir yere koyulan, sonra bir türlü bulunamayan ve son senaryoda ilk koyulduğu yerden ortaya çıkan şemsiye hususu var. En hoş anlarındandı bu durumlar. Kaybolan, anımsanamayan ve sonra bulunan şemsiye, Anne'in kendi hayatı mıydı acaba?!!!
Sang-soo Hong, iki genel kanı üzerinden filminin senaryosunu yapılandırmış gibi gözükmekte bence. İlki, “Ah bu Güney Koreli erkekler! Ne zaman Batılı bir kadın görseler, hemen çapkınlıkları gün ışığına çıkar ve Batılı kadının peşine düşerler!” genellemesinden yönetmenin kendi ülkesinden hemcinslerine yaptığı komik taşlama (Türkiye'den tanıdık manzaralar!)... İkincisiyse, “Başka bir ülkede, kimse asla gerçekten kendisi değildir!” ruh halinin yansıması; buradaki kişi bir yabancı kadın yani Fransız Anne ya da daha ileri gidersek, başka bir ülkeye seyahate gitmiş tüm Batılı kadınlara bir iğneleme yapılmış diyeyim ve bu durumdan kişisel olarak hiç hoşnut kalmadığımı da belirteyim..!
Güney Koreli oyuncuları tanımıyorum, bu nedenle bir yorumda bulunamam ama Sezar'ın hakkı Sezar'a, İngilizce konuştuğu ender filmlerden olan (Filmde Korece ve İngilizce, adeta "Tarzan İngilizcesi" konuşuluyor; bir tek Fransızca cümle duyuyoruz; o da bir Budist duası olarak dilek notu.) Da-reun na-ra-e-suh / In Another Country / Başka Bir Ülkede filminde Fransız sinemasının ayrıksı oyuncusu Isabelle Huppert, ortaya koyduğu, canlandırdığı aynı ama farklı üç kadında da izleyeni büyülüyor.