30 Kasım 2007 Cuma
Caché
Dün akşam televizyon kanallarının birinde Michael Haneke'nin Caché / Hidden / Saklı isimli filmi vardı. Ülkemizde "Saklı" diye oynayan "Caché"'nin ne anlama geldiğini düşündürtmeye yöneltti film önce. Erişilmek istenen bilginin gizlendiği yerin adı mı, zula mı, önbellek mi, nedir ? Sonra filmi izledikçe de Michael Haneke'nin aslında size bir bulmaca sunduğunu görüyorsunuz. Filmleri ile izleyiciyi ya da genelleme yapmayayım; filmleri ile beni rahatsız eden bir yönetmen Haneke. Üç filmini izledim toplam olarak; Code Inconnu / Code Unknown / Bilinmeyen Kod ve Le Temps du Loup / The Time of the Wolf / Kurdun Günü, son olarak da Caché / Hidden / Saklı. Beni rahatsız eden, düşündürten, içimi acıtan üç film !
İzdüşüm(ler)
RAHATSIZ EDEN YÖNETMENLER,
SİNEMA
29 Kasım 2007 Perşembe
Viva La Muerte
Sürrealist/gerçeküstücü İspanyol yönetmen Fernando Arrabal'ın 1971 yapımı Viva La Muerte / Long Live Death / Yaşasın Ölüm filmi, eşime göre şu ana dek izlediği en anti-faşist film.
Fando isimli çocuk İspanyol İç Savaşı sonlarında tutuklanan babasının ardından gerçeküstü düşleriyle yaşadıklarını sorguluyor ve rahatsız edici gerçekle yüz yüze geliyor; kızıllardan olan babasını ele veren annesinden başkası değil.
Fernando Arrabal'ın yaşam öyküsünü okuduğumda 1932'de doğan Arrabal'ın babasının da General Franco karşıtı olduğu için tutuklandığını, hapse atıldığını ve hapiste geride hiç iz bırakmadan kaybolduğunu öğreniyorum. Arrabal 10 yaşındadır babası kaybolduğunda. Doğaldır ki çocukluğunu, tüm yaşamını derinden etkileyen bu travma kitabına ve filmine de yansımış Arrabal'ın.
Fando isimli çocuk İspanyol İç Savaşı sonlarında tutuklanan babasının ardından gerçeküstü düşleriyle yaşadıklarını sorguluyor ve rahatsız edici gerçekle yüz yüze geliyor; kızıllardan olan babasını ele veren annesinden başkası değil.
Fernando Arrabal'ın yaşam öyküsünü okuduğumda 1932'de doğan Arrabal'ın babasının da General Franco karşıtı olduğu için tutuklandığını, hapse atıldığını ve hapiste geride hiç iz bırakmadan kaybolduğunu öğreniyorum. Arrabal 10 yaşındadır babası kaybolduğunda. Doğaldır ki çocukluğunu, tüm yaşamını derinden etkileyen bu travma kitabına ve filmine de yansımış Arrabal'ın.
İzdüşüm(ler)
GERÇEKÜSTÜCÜLÜK,
SİNEMA
27 Kasım 2007 Salı
Ingmar Bergman'ın Såsom i en Spegel / Through A Glass Darkly / Aynadaki Gibi filminde Fredrick(Minus)'in söylediği bir cümle var: "Babamla bir kez olsun konuşabilmek isterdim". Vurucu !
İzdüşüm(ler)
SİNEMA,
SİYAH-BEYAZ FİLMLER
26 Kasım 2007 Pazartesi
Yaban Çilekleri
Onat Kutlar, Sinema Bir Şenliktir isimli kitabında 1961 senesinde Paris'te küçük bir sinemada izlediği Ingmar Bergman'ın 1957 yapımı Smultronstället / Wild Strawberries / Yaban Çilekleri filminin kendisinde sinema tutkusunu başlatan film olduğunu söyler. İlk izlediğim Bergman filmidir Yaban Çilekleri. Sessiz sinema döneminin ünlü yönetmenlerinden Victor Sjöström, Profesör Isak Borg rolünde akıllara kazınan bir oyunculuk sergiliyor. 78 yaşındaki Profesör Borg yaşamını ve varoluşunu sorguluyor. Profesör Borg'un rüyasına (kabusuna demek belki daha yerinde olacak) tanıklık ediyoruz filmin hemen başlarında...Çıkmaz bir yola sapıp boş bir sokağa geliyor Isak. Sessizlik hüküm sürüyor ve birden bir saat görüveriyor. Zamanın akışına başkaldırıp akrep ve yelkovanını çıkarıp atmış olan bir saat. Daha sonra Isak'ın cebinden çıkardığı saatte de akrep ve yelkovan olmadığını görüyoruz. Zaman durmuş ve sanki akmıyor. Sokaktaki bütün evlerin pencereleri kapalı. Profesör Isak Borg'un yaşamı boyunca insanlara karşı kapalı ve uzak kalmasını simgeler nitelikte.
İzdüşüm(ler)
SİNEMA,
SİYAH-BEYAZ FİLMLER
22 Kasım 2007 Perşembe
Alyosha'nın Öyküsü
Ballada o Soldate / Ballad of a Soldier / Askerin Türküsü Alyosha'nın hüzünlü öyküsü. 19 yaşındaki Rus askeri Alyosha'ya iki Alman tankını havaya uçurduğu için altı gün izin verilir. Delikanlı annesini görmeye gidecek, O'nun akan çatısını onaracak ve cepheye dönecektir. Alyosha yolda Shura ile karşılaşır...
Tank hedefinde Alyosha...
Alyosha tankı yokederken...
Alyosha ve Shura
Alyosha'nın annesi...
Tank hedefinde Alyosha...
Alyosha tankı yokederken...
Alyosha ve Shura
Alyosha'nın annesi...
İzdüşüm(ler)
SİNEMA,
SİYAH-BEYAZ FİLMLER
20 Kasım 2007 Salı
Berlin Üzerinde Gökyüzü'nün sonunda "devam edecek" yazıyordu. Berlin Duvarı'nın ykılmasından önce izlediğimiz Berlin'deki gökyüzünü In weiter Ferne, so nach !/Faraway, So Close/Çok Uzak, Çok Yakın ile bir de Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra izliyoruz...Aklıma seneler önce Berlin'den satın aldığım Berlin Duvarı parçaları geliyor. Halen satılıyor mudur acaba ?
16 Kasım 2007 Cuma
Lied Vom Kindsein
"als das kind kind war,
ging es mit hängenden armen,
wollte der bach sei ein fluß,
der fluß sei ein strom,
und diese pfütze das meer.
als das kind kind war,
wußte es nicht, daß es kind war,
alles war ihm beseelt,
und alle seelen waren eins.
..."
***
"çocuk çocuk iken,
sallayarak yürüyordu kollarını,
derenin nehir olmasını istiyordu,
ve nehrin sel olmasını,
taşan suyun deniz olmasını...
çocuk çocuk iken,
bilmiyordu çocuk olduğunu
herşey duygu doluydu,
ve tüm ruhlar bir'di.
..."
Peter Handke'nin Lied Vom Kindsein / Çocukluğun Şarkısı isimli şiiri ile başlıyor Der Himmel über Berlin / Wings of Desire / Berlin Üzerinde Gökyüzü...(Ülkemizde, ne hikmetse Wings of Desire isimli İngilizcesinden Türkçeleştirilerek Arzunun Kanatları olarak bilinen Wim Wenders filmi !)Wim Wenders ve Peter Handke senaryoyu birlikte yazmışlar. Peter Handke'nin dizeleri takıldı bu sabah aklıma.
ging es mit hängenden armen,
wollte der bach sei ein fluß,
der fluß sei ein strom,
und diese pfütze das meer.
als das kind kind war,
wußte es nicht, daß es kind war,
alles war ihm beseelt,
und alle seelen waren eins.
..."
***
"çocuk çocuk iken,
sallayarak yürüyordu kollarını,
derenin nehir olmasını istiyordu,
ve nehrin sel olmasını,
taşan suyun deniz olmasını...
çocuk çocuk iken,
bilmiyordu çocuk olduğunu
herşey duygu doluydu,
ve tüm ruhlar bir'di.
..."
Peter Handke'nin Lied Vom Kindsein / Çocukluğun Şarkısı isimli şiiri ile başlıyor Der Himmel über Berlin / Wings of Desire / Berlin Üzerinde Gökyüzü...(Ülkemizde, ne hikmetse Wings of Desire isimli İngilizcesinden Türkçeleştirilerek Arzunun Kanatları olarak bilinen Wim Wenders filmi !)Wim Wenders ve Peter Handke senaryoyu birlikte yazmışlar. Peter Handke'nin dizeleri takıldı bu sabah aklıma.
12 Kasım 2007 Pazartesi
Novecento
Bir yönetmen ilk çağrıştırdığı filmidir benim için. Bana göre, Bertolucci Novecento / 1900'dür. Sevgili(m) kocam içinse, Il Conformista / The Conformist / Konformist (Düzen Adamı)...Kızım da en sevdiği Bertolucci filminin Novecento/1900 olduğu kanısında.
2 Kasım 2007 Cuma
Chelovek s kino-apparatom
Dziga Vertov'un Chelovek s kino-apparatom/Man with a movie camera / Film Kameralı Adam isimli filmi, belgesel sinemanın kilometre taşlarından biridir. 1929 yılında hareketli kamera ile çekilmiş olan film; sessiz, altyazısız, senaryosuz, oyuncusuz ve setsiz bir ortamda Rus kentlerinin gündelik yaşamını aktarıyor. Film, sinema salonuna gelen izleyicilerle başlıyor, inip kalkan sinema koltuklarını görüyoruz ve sonra da bir gözün bakışlarını...Sinema salonuna gelen izleyicilerle birlikte filmi izlemeye koyuluyoruz : Şehir uyanıyor, çalışmaya başlıyor, sonra öğle paydosu oluyor ve de gün bitiyor, akşam iş bırakılıyor, eve geri dönülüyor. Filmin sonunda da izleyici göz sinemadaki seyircilere bakıyor. 1929'dan 74 yıl sonra Cinematic Orchestra “Man With A Movie Camera” belgeselinin üzerine doğaçlama mükemmel bir albüm oluşturmuş. Cinematic Orchestra'nın tınıları ile "Man with a Movie Camera" yeniden hayat bulmuş kanımca, çok ama çok güzel olmuş !
İzdüşüm(ler)
SİNEMA,
SİYAH-BEYAZ FİLMLER