13 Mart 2017 Pazartesi

Paterson

Jim Jarmusch'un son filmi, 2016 yapımı Paterson ile otobüs şoförü Paterson'ın eşliğinde Paterson kentinde şiirlerde kayboluyorsunuz!

Jim Jarmusch'un filmlerini ayrı severim ve tereddütsüz Paterson ile yine kalbimi fethettiğini söyleyebilirim! Uzun zamandır izlemekten keyif aldığım en hoş film oldu, hem kentin hem otobüs şöförünün hem de ünlü şair William Carlos Williams'ın şiir kitabının adı olan Paterson.
Otobüs şoförü Paterson'ın yazdığı şiirler (bu şiirleri aslında Jim Jarmusch'un sevdiği çağdaş şairlerden Ron Padgett yazmış), Jim Jarmsuch'un kendi şiiri "Water Falls / Düşen Su" (bu şiiri, Paterson'un iş çıkışında rastladığı küçük kız Paterson'a okuyor) ve de William Carlos Williams'ın şiirleri yer alıyor filmde. Şair Wiliiams'ın "Paterson" kitabı ile "The Collected Earlier Poems / İlk Şiirler Derlemesi" kitabı boy gösteriyor filmde. Otobüs şoförü Paterson'ın siyah-beyaz tasarımlara takıntılı, hatta pazarda satacağı kekleri bile siyah-beyaz kremayla bezeyen sevgilisi Laura'ya, Williams'ın "İlk Şiirler Derlemesi"'nden okuduğu dizeler oldukça hoş...

Paterson'ın "Would you rather be a fish / Bir balık olmayı tercih ederdin" dizesinin geçtiği son yazdığı şiir, Johnny Burke'ün sözlerini yazdığı ve Jimmy Van Heusen'in bestelediği 'Swinging On A Star' şarkısının içinden geçen bir satırdan geliyor. Şarkının balıkla ilgili bölümünü buraya da not etmek istiyorum.
A fish won't do anything but swim in a brook
He can't write his name or read a book
And to fool the people is his only thought
Though he slippery
- he still gets caught
But then if that sort of life is what you wish
You may grow up to be a fish.

Bir Pazartesi sabahı başlayıp ertesi hafta Pazartesi sabahı biten filmde otobüs şoförü Paterson'ın rutin hayatını birer röntgenci izleyici olarak izliyoruz. Hayatının yeknesaklığını yazdığı şiirlerle gideriyor Paterson, çok da iyi yapıyor ama hiç kopyası olmayan şiir defterinin başına gelenlerle hayatlarımızın ne kadar da ince bir çizgide olduğu, her an her şeyin değişebileceği ama hiç beklenmedik bir anda karşımıza çıkan fırsatlarla yeniden aynı rutine dönebileceğimiz kanıtlanıyor usulca...
Çok hoş yinelemeler, izdüşümler var filmde... Örneğin filmin başladığı ilk Pazartesi sabahında, Laura rüyasında ikiz çocukları olduğunu gördüğünü söylüyor. Bundan sonra tüm film boyunca Paterson, ev-iş yolunda, 23 numaralı hatta kullandığı otobüs güzergahında, akşamları köpekleri Marvin'i gezdirirken mola verdiği barda sürekli ikizler görüp duruyor!

Elbette, Paterson filminin içinden posteriyle geçen 1948 yapımı Abbott and Costello Meet Frankenstein ve Laura ile Paterson'un sinema salonunda izledikleri 1932 yapımı Island of Lost Souls filmleriyle "İçinden Filmler Geçen Filmler" kategorime de yerleşiyor Jim Jarmusch'un şiirlerle bezeli şiirsel filmi Paterson!