18 Temmuz 2014 Cuma

Only Lovers Left Alive

Jim Jarmusch’un 2013 yapımı Only Lovers Left Alive / Sadece Aşıklar Hayatta Kalır filminin bana ne anımsattığıyla ilgili belleğim günlerdir beni düşündürtüp duruyordu. Sonunda, bu sabah aniden yaptığı çağrışımın BabaZula’nın ‘Aşıkların Sözü Kalır’ şarkısı olduğunun ayırdına vardım ve 'olmadık imgeler olmadık imgelere çağrışım yapar' mottom da kanıtlanmış oldu bir kez daha. Jim Jarmusch’ın bohem vampirlerinden Pir Sultan Abdal’ın sözlerinden esinlenilerek kotarılmış “Aşıkların Sözü Kalır”’a ancak ve ancak tuhaf zihinsel yolculukla geçilir !
İtiraf edeyim, "Jim Jarmusch neden bir vampir filmi çeker?" ön yargısıyla izlemeye başladım filmi. Sonra biz insanların Dünya’yı nasıl katlettiğimizi, sıkışmış kalmışlığımızı, çözümsüzlüğümüzü terk edilmiş hayalet kent Detroit’te yaşayan, hayli kırılgan, bıkkın, hayat yorgunu müzisyen vampir Adam (Tom Hiddleston) ile kendinden kilometrelerce uzakta, Atlantik’in öte yanındaki Tanca’yı yurt edinmiş vampir karısı Eve’in (Tilda Swinton) ölümsüz aşkları ve kara gözlükleri üzerinden anlatmayı tercih ettiğini düşündüğüm Jim Jarmusch’u bir kez daha hayranlıkla takdir etim.

Filmdeki en güzel sürprizlerden biri John Hurt’ün canlandırdığı İngiliz asıllı şair, oyun yazarı Christopher Marlowe’un karşımıza bir vampir olarak çıkması... Şurada yer alan bir söyleşisine göre, Jim Jarmusch, Marlowe'un Shakespeare'in oyunlarını yazmış olduğu teorisinin tamamen karşısında olmadığını ama Marlowe'u bu filminde konuk etmesinin asıl sebebinin gizemli ölümüyle ilgili olduğunu söylüyor.
Beslenmek için kan bankalarını tercih eden düşünceli vampirler Adam ve Eve, onca direnmelerine rağmen çözümsüz kalınca elbette yine hayatlarının gerçeklerine dönüyorlar. Son kare bu yüzden hayli vurucu!
Günlük hayatınızın döngüsünde böyle gelmiş böyle gider diyerek geçebilirsiniz pek çok şey için. Ancak bir noktada hayır gitmemeli demeyi öğrenmek ve uygulamak gerekiyor !!!