Michael Haneke'nin "Duygusal Buzlaşma" üçlemesinin ilk filmi olan Der Siebente Kontinent / Yedinci Kıta'yı en son izledim. Üçlemeden beni en çok etkileyen doğrusu Yedinci Kıta oldu.
“Yedinci Kıta’da ne? Sadece altı kıta var diye düşünebilirsiniz. Yedinci Kıta, daha iyi bir dünya arzusu, bu modern dünyanın çatlaklarını zorlayarak ortaya çıkan, ancak sadece o en acı meyvayı veren bir kıta mı yoksa?...Soğukluk...Bize en çok sorun yaratan şey işte bu. Kendimize ve başkalarına karşı esnekliğimizi yitirmemize neden olan bu kayıtsızlık. Benim bütün filmlerim bu temayı ele alıyor.” demiş Michael Haneke.
Yaşam bu kadar anlamsızsa çırpınmalarımız nereye kadar ? Niçin biriktiriyoruz ve daha ne kadar biriktirebiliriz ? Neden ? Diyorum ben !