3 Mart 2015 Salı

Ispytanie / Test

Sovyetler Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB), ilk nükleer denemesini 29 Ağustos 1949’da, Kazakistan’ın bugünkü adı Semey olan Semipalatinsk şehrinde gerçekleştirir. Eski adıyla Semipalatinsk şehri, Kazakistan'ın eski başkenti Almatı'nın 840 km kuzeyinde, Sibirya sınırı yakınlarında yer alıyor. 22 kiloton TNT gücündeki patlama, Sovyetler Birliği'ni dünyanın ikinci nükleer gücü yapar.
Rus yönetmen Alexandr Kott'un yazıp yönettiği 2014 yapımı Ispytanie (Испытание)/ Test filmi, 1949 yılında Semipalatinsk'teki Sovyetlerin bu ilk nükleer bomba testini konu alan, sözsüz bir film. Sessiz demiyorum çünkü filmde ses var, olmayan sözcükler. 2014 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 'En İyi Yabancı Film' seçilen Ispytanie / Test filminin sözsüz olma sebebini yönetmen Alexandr Kott şöyle açıklamış: “…birileri sana çok yakın olduğunda, iletişim kurmak için sözcüklere gereksinim duymazsın. Bakışlar, jestler ve hareketlerle anlaşırsın. Bazen sözsüz (sessiz) iletişim, boş konuşmalardan daha fazlasıdır. Bu film; aşkla bakabilenler ve sinemanın her şeyden önce görüntü olduğunu bilenler için. Unutmayın, sinema icat edildiğinde sözsüzdü.”
Filmde bozkırın ortasında bir baba ile güzel kızının yaşadığı izole bir eve odaklanırız. Damlarındaki Sovyet bayrağı ile her günü aynı yeknesaklıkta geçen sakin hayatlarını sürdürmektedir babayla kızı. Değişen sadece mevsimlerdir.
Baba her sabah kamyonetine atlayıp işe gitmektedir. Yolun belirli bir bölümüne kadar sürebilmeyi öğrenmesi için kız kullanmaktadır kamyoneti. Babanın kızını bıraktığı yerde yakın köylerden birinden olduğunu düşündüğümüz bir Kazak genci, kızı atına bindirip evine bırakmaktadır. Bu Kazak genç, kızın ilk hayranıdır. Günün birinde bozkırın ortasında bozulan otobüsteki bir Rus genci çıkıp geliverir su içmeye. Fotoğraf makineli bu Rus genç de kızın ikinci hayranı olur. Baba ile kızının bozkırın ortasındaki sakin yaşantıları, gecenin bir vakti Geiger sayaçlı güvenlik güçlerinin evlerine gelmesiyle değişiverir. çırılçıplak soyulan ve soğukta yağmurda kalan baba hastalanır, her ne kadar tedavi için götürülse de eve döndüğünde fazla yaşamaz ve ölür. Kız evlerinin hemen yakınındaki kuru ağacın yanında açtığı sığ mezara gömer babasını. Babanın ölümünden sonra, kızın hayranı iki rakip gencin çekişmelerini izleriz filmde. Sonuçta Kazak genci tarifsiz üzüntülerle başbaşa kalırken, Rus genci eve yerleşir. Ama...
Mutlaka Ispytanie filmini izleyin! Sözcüklerin olmadığı filmde, önce değişen mevsim görüntülerinde bozkırda kaybolun, güzel Kazak kızının yapraklardan yaptığı resimlerle hayal kurun, sonra uzaklardaki mantar bulutunu görüp daha da sessizleşin!