17 Eylül 2010 Cuma

The Limits of Control

Jim Jarmusch'un 2009 yapımı The Limits of Control / Kontrol Sınırları filmi, ana karakter adı açıklanmayan yalnız adam Isaach De Bankolé'nin havaalanında aldığı direktifle yönleniyor: "Hayal gücünü ve yeteneklerini kullan !" Bu direktif izleyiciye de veriliyor aslında ! Kısaca Jim Jarmusch'un son filminin ne hakkında olduğu tamamen izleyicilerin hayal gücüne bırakılıyor. 'Hayalleriniz kadar varsınız' demek istiyor sanırım Jim Jarmusch, öyleyse zorlayın yeteneklerinizi ve çözün bu kara filmi !Adı Olmayan Yalnız AdamJim Jarmusch filmin adını William S. Burroughs'un "zihin kontrol teknikleri" üzerine aynı adlı makalesinden esinlenerek The Limits of Control / Kontrol Sınırları koyduğunu belirtiyor bir röportajında. William S. Burroughs'un kontrol mekanizması olarak dilin üzerinde yoğunlaştığını ekleyerek hiç bir kontrol malzemesinin dil kadar etkili olamayacağının ayırdında olduğunu ve belli bir noktada zihnin kontrolünün kontrolün sınırlarıyla çatışabileceğinden yola çıkarak makaledeki bu durumun kendisine ilham verdiğini söylüyor. Ancak doğrudan makaleyi alıntılamadığını ama fazlasıyla etkilendiği için filminin adını bu şekilde koyduğunun da altını çiziyor Jarmusch.

İspanyolca bilmeyen, adı olmayan yalnız adamla birlikte İspanya'nın Madrid, Sevilla ve Almería kentlerine yolculuğa çıkıyoruz. Filmin DVD'sinin özel seçeneklerinde "Behinde Jim Jarmusch" adlı dökümanter filmde Sevilla kenti üzerine hoş bir anektod anlatmış Jarmusch. "Dünyada en sevdiğim kentlerden birisidir Sevilla. Orada bulunmaktan her zaman büyük keyif aldım. Sevilla'ya ilk kez 1980'de gitmiştim Fab Five Freddy ile birlikte. Sevilla'dan New York'a döndüğüm gece eve varıp televizyonu açtığımda Orson Welles ile bir söyleşiye rastgelmiştim o tarihte. Sunucu Welles'e Dünya'nın pek çok yerinde bulundunuz ama söyleyin bakalım en sevdiğiniz yer neresi ?' diye sorunca, tereddütsüz olarak 'elbette Sevilla' dedi Orson Welles. Sanırım Sevilla dışında bir yere gömülü şimdi." (Yanılmıyor Jim Jarmusch: Orson Welles'in mezarı Sevilla yakınlarındaki Ronda'dadır.)

Filmle ilgili tahmin edebildiğimiz tek nokta adı açıklanmayan yalnız adama önemli bir görevin verildiği. Adı olmayan yalnız adam görevine adım adım kibrit kutuları içindeki küçük not kağıtları aracılığıyla ulaşıyor. Her notu aldıktan sonra kağıdı yiyerek imha ediyor. (Mission Impossible / Görevimiz Tehlike !) Serinkanlı ana karakteri serinkanlılıkla izledim film boyunca, merak içerisinde acaba bundan sonra ne olacak diye hop oturup hop kalktım. Zihnim karmakarışık oldu. Serinkanlı adı olmayan yalnız adam yolculuğunu tamamladığında ya da görevini yerine getirdiğinde mi desem olmadık imgelerin her zaman zihnimde olmadık imgelere yol açtığına alışık olduğumdan Kavafis'in muhteşem Ithaka şiirinin dizelerini anımsadım: "İthaka'ya doğru yola çıktığın zaman / dile ki uzun sürsün yolculuğun /serüven dolu, bilgi dolu olsun."

Bu arada hemen belirteyim; Jim Jarmusch Rimbaud'un "Le Bateau ivre / The Drunken Boat / Sarhoş Gemi" şiirinin ilk dizeleri ile açıyor filmini:

Comme je descendais des Fleuves impassibles,
Je ne me sentis plus guidé par les haleurs
***
As I was floating down impassible Rivers
I no longer felt myself steered by the haulers
***
Vurdumduymaz sularından iniyordum nehirlerin
Baktım ki kılavuzlarım iplerimi salıvermiş
Bu dizelerdeki kontrol mekanizmasının kaybolması metaforundan yola çıkarak filmdeki ana karakterin yolculuğunu şekillendirmiş bir nevi çok bağımsız, tuhaf yönetmen sevgili Jim Jarmusch !

Kontrol edilemeyen kontrol ne kadar yararlıdır ?

Hayal gücününüze bırakılan bu film için fazla söze gerek yok diyorum. İzleyin, karmaşıklaşın, çoğu yerde filmi anlamlandıramayın, pek çok şey ya da hiç bir şey üzerine olan bu filmde yeteneklerinizi kullanın, hayal edin, filmi çözümleyin... Hayal gücünüzü yadsımayın ve hayallerinizin peşinden gidin. Daima !