Nuri Bilge Ceylan’nın Bir Zamanlar Anadolu’da / Once Upon a Time in Anatolia filmini en sonunda izledim. Elmalar sadece filmi değil hayata dair herşeyi özetliyordu!Dalından kopup (koparılıp) hızla suya sürüklenen elma, artık birlikte olmadığı (iki yıl kadar önce boşandığı) eşinin yanından geçip giderek (o da bir "elma" ile sembolize edilmiş kanısındayım), son tümseği aşacakken, başaramayacak ve öbür çürümüş elmalarla (filmin doktor dışındaki diğer ana karakterleri yani savcı, komiser ve zanlı) beraberce, onlardan azıcık ayrı durarak ama onların pozisyonundaki yazgısına, boyun eğecek! Bozkırda kalmak ya da kalmamak ve "büyüklerin günahını çeken çocuklara" masal/lar anlatmak! İşte tüm mesele...