5 Ocak 2012 Perşembe

Innocence

Lucile Hadžihalilović'in Frank Wedekind’in Mine-Haha oder Über die körperliche Erziehung der jungen Mädchen / Mine-Haha or On The Corporeal Education of Young Girls/ Mine-Haha veya Genç Kızların Bedensel Eğitimi Üzerine adlı kısa romanından uyarladığı Innocence / Masumiyet 2004 yapımı.

Lucile Hadžihalilović bir röportajında Frank Wedekind’in Mine-Haha oder Über die körperliche Erziehung der jungen Mädchen adlı kısa romanını okur okumaz öyküyü sinemaya uyarlamaya karar verdiğini söylemiş ve “öyküyü hem tanıdık hem tuhaf buldum ama en sevdiğim nokta yazarın hiçbir açıklama yapmadan yorumu tamamen okuyucuya bırakması oldu” diye eklemiş. Rahatlıkla diyebilirim ki yazara öykünen yönetmen Hadžihalilović de filminde tüm yorumu izleyiciye bırakmış. Oturup boş boş seyretmeyin diyor kısaca, zihninizi yorun biraz ve de düşünün bakalım !

Filme geçmeden biraz Frank Wedekind’e değinmek istiyorum. Alman oyun yazarı Frank Wedekind’in aynı adlı oyunundan George Pabst tarafından sinemaya uyarlanmış olan 1929 yapımı Die Büchse der Pandora / Pandora's Box / Pandora’nın Kutusu daha önce günceme konuk olmuştu. Eserlerinde toplumun ahlak kurallarını yerle bir eden, bir nevi ahlaksızlığın ahlakı üzerine yoğunlaşan dışavurumcu yazar Frank Wedekind yapıtlarıyla pek çok yönetmene, yazara, müzisyene esin kaynağı olmuş.

Innocence / Masumiyet filminde Lucile Hadžihalilović ormanın içinde büyük duvarlarla çevrili tuhaf bir yatılı kızlar okuluna götürüyor izleyiciyi. Okul diyorum ama bir ana bina ve beş evden oluşan ve sadece biyoloji ve bale öğretmeni iki öğretmenin ders verdiği, dolayısıyla sadece biyoloji ve bale derslerinin olduğu bir gizemli yer burası. Biyoloji öğretmenine göre ise burası bir park ! Her evde yaşlarına göre farklı renkte kurdeler takan altı ya da yedi kız kalıyor. İzleyici olarak bizler 3 numaralı evde kalan öğrencilerin yaşantılarına röntgencilik yapıyoruz film süresince. Yeni kız öğrenciler okula boş bir tabut içinde çıplak olarak geliyor. Beyaz üniformalarını giyerken, yeni gelen kız öğrenciye kırmızı kurdelesi takılıyor ve diğer kızlar sırayla kurdele renklerini değiştiriyorlar. En yetkin kız öğrencinin kurdele rengi mor oluyor.Iris okula tabut içinde gelir !InnocenceYılda bir kez gelen okul müdiresi mavi kurdele takan kız öğrencilerin bale gösterisini izleyip, tek bir kız öğrenciyi seçiyor ve birlikte götürüyor. 3 numaralı eve gelen yeni öğrenci Iris ile mor kurdelesini takan en yetkin öğrenci Bianca’nın arasında geçen konuşmayla orasının yani okulun artık kızların evi olduğunu ve hiç erkeğin bulunmadığını öğreniyoruz. Film ilerledikçe de hemen ormanın derinliklerinde, büyük duvarların arkasında konumlanmış bu okuldan ya da parktan ayrılabilmenin olanaksız olduğunu, ayrılmak için tek çarenin ölmek, mavi kurdeleyi takınca müdire tarafından seçilmiş öğrenci olabilmek ya da mor kurdele aşamasına gelince kelebek dansını yapıp trenle başka bir yere (erkeklerin de olduğu bir boyuta ya da dünyaya mı desem ?) gönderilmek olduğunu adım adım gözlemliyoruz.

Kızların arasındaki hiyerarşik düzen içinde günler geçerken bale öğretmeninin yeni gelen Iris’e söylediği “itaat, iyi bir hayatın tek yoludur” sözü, okul/park yaşamı süresince sorgulamadan kabul edilen baskının da tüm özeti. İzleyiciyi zaman zaman Alice Harikalar Diyarında zaman zaman da Kırmızı Başlıklı Kız öyküsünde gibi hissettiren Innocence / Masumiyet filmi itaat etmeyen kızların başına gelenleri gördükçe ya da yönetmenin izleyiciye bıraktığı üzere tahmin ettikçe cidden ruhunuzu daraltıyor.