21 Eylül 2015 Pazartesi

Nassereddin Shah, Actor-e Cinema

Muhsin (Mohsen) Makhmalbaf'ın yazıp yönettiği 1992 yapımı Nassereddin Shah, Actor-e Cinema / Once Upon a Time, Cinema / Bir Zamanlar Sinema, İran sinemasının sessiz film dönemlerinden klipler içeren düşle gerçeğin, 19. yüzyılla 20. yüzyılın birbirine karşıtığı eşsiz bir sinema şöleni.
Film, sinematografıyla (Sinematograf; Auguste ve Louis Lumière'in tasarladığı, görüntüleri kaydetmeye ve bir ekran üzerinde yansıtmaya yarayan aygıtın adıdır) film izlettiren, Charlie Chaplin görünümlü ana kahraman Mirza İbrahim Han'ın (cinematographer) Atiye (yani Gelecek) adında bir kadına seslenmesiyle başlıyor.
Bankta oturan Atiye'yle konuşurken sihirli bir biçimde 20. yüzyılın başlarından 19. yüzyıldaki Nasreddin Şah'ın olduğu zamana taşınıyor İbrahim Han ve Şah'ın muhafızları tarafından yakalanıyor. Elindeki sinematografla İbrahim Han o dönemde yaptığı yasak elbette ama gelecekteki İran sinemasından gösterdiği film kesitleriyle Şah'ı büyüleyiveriyor. Şah ve tüm ailesi film dünyasıyla tanışıp, sinemanın büyüsüne kapılıyorlar.
Şah, 1932 yapımı Dokhtar-e Lor / Lor Girl ya da diğer bilinen adıyla The Iran of Yesterday and the Iran of Today / Dünün ve Bugünün İran'ı filmindeki Gülnar isimli ana karaktere aşık oluyor ve Gülnar birdenbire film karelerinden gerçek dünyaya düşüyor.
Gerçek dünyaya karışan Gülnar, Şah'ın muhafızları tarafından hareme götürülüyor. Şah'ı reddeden Gülnar kaçmaya çalışıyor. Şah'ın haremindeki diğer kadınlar da (özellikle gözdesi) hiç istemiyorlar Gülnar'ı. Ancak Şah inatçı. İbrahim Han'dan Gülnar'ın aşkını kazanabilmek için kendisini Gülnar'ın filmindeki ana kahraman Cafer'e dönüştürmesini istiyor. Ancak İbrahim Han yanlışlıkla 1969 yapımı bir İran filmi olan Gāv / The Cow / İnek filminde kendisinin bir inek olduğuna inanan adama dönüştürüveriyor Şah'ı.
Şah'ın adamları tarafından etkisiz hale getirilmek istenen İbrahim Han'ın yaptığı bu son gelişme dönüm noktası oluyor İbrahim Han'ın ölüm kararı için. İbrahim Han tam idam edilmek üzereyken birdenbire film kesitleri insanları kucaklıyor, her şey birbirine karışıyor, düşle gerçek sarmaşıyor!
Atiye'ye yani geleceğe dönmek isteyen İbrahim Han'ın bu isteği maalesef düş olarak kalıyor!