Pazar günkü keyifli Kadıköy gezimizde dolaştığımız kitapçıda 1994 İstanbul Film Festivali'nde izlediğim Mike Leigh'in 1993 yapımı Naked / Çıplak filminin DVD'sine rastlayınca almadan edemedim. Yurtdışında yaşarken ve iki arada bir derede İstanbul'a gelmişken, ayağımın tozuyla izlediğim festival filmlerinden biri olan Naked / Çıplak, buruk bir tat bırakmıştı hafızamda diye anımsıyorum.Aslında ciddi bir kadın düşmanı diye adlandırabileceğim filmin ana kahramanı Johnny (Doğrusu David Thewlis cidden rolünde harikalar yaratmış. Film Mike Leigh'e 1993 Cannes Film Festivali'nde "En iyi Yönetmen" ödülünü kazandırırken, oynadığı rol de David Thewlis'e "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü getirmiş) belki de hep yapmak istediklerimizi fütursuzca gerçekleştirdiği ya da zaman zaman özlemi çekilen sonsuz umarsızlığı ile bir tokat etkisi yapmıştı filmi ilk izlediğim zamanda. Eh tabii şimdi 16 yıl sonra tekrar izlediğimde filmi, aynı etkiyi yaratmadı Johnny ancak filme ilişkin aynı buruk tat yine kaldı elbette... Sadece yirmibeş sayfalık bir senaryo üzerinden doğaçlama olarak çekilen filmde diyaloglarda yer yer kaybolabiliyorsunuz ama Johnny'nin güvenlik görevlisi Brian'a Tanrı üzerine sarfettiği her yorum oldukça düşündürücü. Farklı ve karanlık bir Londra izleten film sabrınızı yokluyor kimi zaman. Bu arada kendine hayran Jeremy'i canlandıran Greg Cruttwell da harikalar yaratan bir diğer oyuncu.
Değinmeden edemeyeceğim: Johnny'nin kafede tanıştığı garson kızın kaldığı evde kitaplar ve objelerle ilgili ahkam keserken, M.Ö. 5. yy’da yaşamış ünlü Yunan heykeltraş Myron’un yaptığı bilinen fakat günümüzde orjinali kayıp olan, antik Yunan dünyasının ideal güzellik kavramını yansıtan, evimizde de bir maketinin "kişisel müzemde" yerini aldığı ve üstelik 12 Şubat - 4 Nisan 2010 tarihlerinde İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde de replikası sergilenen ünlü "Townley Discobolus / Disk Atan Atlet" heykelini rafta görünce "Merhaba, bu da pizzacı çocuk oluyor..." diye nitelendirmesi anlayana oldukça hoş bir espriydi ! Kıssadan hisse (ler): Mülkiyet duygunuzu geliştirmeyin, objelere bağlanmayın, kişisel müzeniz belleğinizde zenginleşsin !