Costa-Gavras (Konstantinos Gavras) 2009 yapımı Eden à l'Ouest / Eden is West / Cennet Batıda filminde mülteci sorununu yer yer hoş bir ironiyle irdeliyor, oldukça inceden sistem eleştirisi yaparak mülteci sorununu yumuşak bir biçimde gözünüze gözünüze sokuyor. Film daha iyi olanaklar için Batı’ya gitmeye çalışan ana kahraman Elias’ın (Riccardo Scamarcio canlandırıyor) yolculuğu… Nereli olduklarını tam olarak anlayamadığımız mültecilerin doluştuğu teknede, Akdeniz'in serin suları üzerinde tanışıyoruz Elias’la.Diğerlerinden hemen sıyrılıyor Elias, ayakları üzerinde durabilen, biraz uyanık, algıları açık biri izlenimini veriyor. Her bulduğu fırsatta bir yıldır çalıştığı Fransızcasını geliştirmeye çalışıyor, sahil güvenliğin yaklaştığını anladığı anda kendini sulara bırakıp gücünün yettiğince yüzerek uzaklaşıyor tekneden diğer kaçak göçmenlerle ortak kaderi paylaşmamak, kendi kaderini belirleyerek Batı’ya ulaşmak için ! Uzun gecenin sonunda ertesi sabah uyandığı sahilin çıplaklar kampı olduğunu algılıyor. Kampın adı da hayli ironik: “Cennet”. Elias bir şekilde ya çalışan ya da kampa tatile gelmiş gibi davranarak ve yakalanmayarak, oyununda katılımcı olarak yer aldığı kampa gösteriye gelmiş olan sihirbazın “Paris'e gelirsen, beni Lido'da bulabilirsin” sözü üzerine hedefini belirleyerek yolculuğuna devam ediyor tırlar, arabalar, kamyonlar, at arabaları üzerinde.Elias’ın yol boyunca karşılaştıklarını yer yer gülümseyerek bile karşılıyorsunuz, üstelik içiniz umutla dahi doluyor Elias yolculuğu boyunca iyi insanlarla karşılaştıkça. Elias binlerce kilometre kat edecek, çıplaklar kampındaki Alman kadının kendisine bir nebze yardım olsun diye verdiği iki kuruş parasını kaptıracak, tuhaf insanlarla yüz yüze gelecek, bir dolu olaydan sonra en sonunda hedeflediği Paris’e varacak. Paris’te yaşadığı bir sürü maceradan sonra da sihirbazın gel beni gör dediği Champs-Élysées üzerindeki Lido’ya ulaşacak, parkta çocuklara gösteri yapan sihirbazı bulacaktır. Sihirbazın karşına dikilip “Ben Elias, Paris'e gelirsen, gel, beni gör." demiştin diyecektir. Sihirbaz Elias’a bakacak tanımaz gözlerle; “İşte Paris’tesin ve beni gördün” diyerek eline bir sihirli değnek tutuşturacak ve ardına bakmadan arabasıyla uzaklaşıp gidecektir.Sihirli değnek ellerinde düşlediği, daha iyi koşullar, daha iyi bir hayat için geldiği Paris’tedir Elias! Kaçak göçmen olarak kapitalist sistemin çarklarında nereye kadar devam edecektir? Sihirli değneği işe yarayacak mıdır? Elias sihirbazı ararken kendisine “bu dünya öyle bir çöplük ki, onu ancak bir sihirbaz değiştirebilir” diyen garsonun dediği gibi dünyayı olmasa bile kendi yazgısını değiştirebilecek midir?
Değneğin işe yarayıp yaramadığını izleyicisine bırakırken Costa-Gavras kalbim Elias’ın başarmasından yana elbette, ancak böyle olmayacağını biliyor mantığım. Oysa gerçekte de cennet falan değil Batı ! Sözümona uygar dediğimiz (kime ve neye göre?) Batı kendi bireylerini giderek yalnızlığa mahkum ederken, kendisine kavuşmak için onca uğraş verenleri de pek güzel sistemine dahil ediyor doğrusu.
Filmin adıyla ilgili bir not IMDB’den: Costa-Gavras’ın Eden à l'Ouest / Eden is West / Cennet Batıda filminin adı, Elia Kazan’ın John Steinbeck'in aynı adlı eserinden uyarlanmış 1955 yapımı East of Eden / Cennetin Doğusu filmine ironik bir göndermeymiş aynı zamanda ! Film, ayrıca, okulunu bitirir bitirmez Yunanistan'dan Fransa'ya göç etmiş olan Costa-Gavras'ın kişisel deneyimlerine de dayanmaktaymış.