Seyfi Teoman’ın 2008 yapımı, "27. Uluslararası İstanbul Film Festivali - Ulusal Yarışma En İyi Film" ödüllü Tatil Kitabı / Summer Book filmi uzun zamandır ruhuma en iyi dokunan film oldu diyebilirim. Filmin, beni öncelikle kendi çocukluğumdaki yaz tatillerine götürdüğünü söyleyebilirim. Nispeten küçük bir kentte geçen çocukluğumda hiç istemezdim okulların kapanmasını, yaz tatilinin olmasını, inanılmaz okula bağlı bir çocuktum ve uzun, sıcak, tembel yaz günlerinde hiç boş oturmazdım. Tatil ödevi olarak verilen tatil kitabını hemen tatile çıkılan haftanın sonunda bitirir ve ondan sonra tüm yaz boyunca o kadar çok kitap okurdum ki annemin “oku oku gözlerin bozulacak “ sözü halen kulaklarımda çınlar durur doğrusu. ..
Ali adındaki ilköğretim öğrencisi bir çocuğun gözünden ailesiyle birlikte hayatını sürdürdüğü Silifke’de okulların kapanmasından açılmasına dek bir yaz tatili boyunca yaşadıklarını izlediğimiz dingin bir film Tatil Kitabı / Summer Book . Filmin senaryosunu da yazan yönetmen Seyfi Teoman, büyük kente gidip okumuş, evlenmiş ama sonra büyük kentte yapamayıp, eşinden ayrılıp, tekrar kasabasına dönerek baba mesleği kasaplığı yapan Amca Hasan rolünü verdiği Taner Birsel dışında amatör oyuncularla çalışmış.Ailenin küçük oğlunu oynayan ve herşeyin O’nun gözünden anlatıldığı çocuk oyuncudan başlayarak, ailenin büyük oğlu, anne ve baba rolündeki tüm amatörler harika işler çıkartmış filmde. Silifke’nin uzun, sıcak, sıkıcı yaz günlerinde sadece kasabanın ruhunu bize aktarmamış yönetmen, filmdeki tüm karakterlerin kasabaya sıkışmış kalmış ruhlarını da gayet güzel ve yerinde irdelemiş bence. (Nasıl bir kısır döngüdür bu arada bu durum; büyük kentteki kasaba hayatına özenir, kasabadaki büyük kente gelmeye çalışır...) Anaç, çocuklarına düşkün bir anne, sert, çocuklarına soğuk bir baba, babası tarafından askeri okulda okumaya zorlanmış büyük oğul ve yaz tatilinde ticareti öğrensin diye sakız satmaya zorlanan küçük oğuldan oluşan çekirdek ailenin tekdüze yaşantıları limon yetiştiren ve ticaretini yapan babanın Kapadokya dönüşü arabasında geçirdiği beyin kanamasıyla yön değiştirecek gibi gözükse de bunu engellemiş senaryosunda Seyfi Teoman. Böyle gelmiş, böyle gider, böyle de gitmelidir olmuş her şey ! Babanın yerine amca geçmiş, farklı olabilecek hayatlar aynı sıkışık tekdüzeliklerine devam etmeye devam etmiş ! !
Filmin başlarında Ali’nin iç geçirdiği sahne ile limonların kasalara konulma sahnesine hayran kaldığımı da yazmadan geçemeyeceğim.