28 Temmuz 2011 Perşembe

Elephant

Alex ve kafeteryadaki kız
"Kafederyadaki Kız: Ne yazıyorsun?
Alex: Bu mu? Benim planım.
Kafederyadaki Kız: Ne için?
Alex: Bu mu? Görürsün!"

Yönetmen Gus Van Sant’e 2003 Cannes Film Festivali’nde “En İyi Film” ve “En İyi Yönetmen” ödüllerini kazandıran 2003 yapımı Elephant / Fil filmi, 20 Nisan 1999 yılında meydana gelen Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Columbine Lisesi katliamına bir gönderme filmi.

Gus Van Sant filminin tamamını amatör oyuncularla gerçekleştirmiş. İki kişi dışında tüm oyuncular kendi adlarıyla filmde yer almışlar. Portland, Oregon yakınlarındaki bir lisede her zamanki gibi bir günün aktarımı gibi başlıyor film. İzleyiciyi karakterlerle tek tek okulun içinde, dışında, kafeteryada, spor salonunda dolaştırıyor. Her bir sahne geçmesi gerektiği kadar sürüyor, biz de sabırla okul koridorlarında ve bahçesinde her bir karakter eşliğinde, çoğunlukla da eşlik ettiğimiz karakterin ensesini görerek dolaşıyoruz. Filmin başlangıcında ilk gördüğümüz karakter olan John’un Alex ve Eric ikilisini okula çantalarla girerken görüp “Ne yapıyorsunuz çocuklar?” sorusuna aldığı “Defol git buradan ve sakın geri dönme. Boktan şeyler olacak burada…” yanıtını alması sıradan başlayan günün olağanüstü biteceğinin de işareti oluyor.

Film üzerine daha fazla yazmadan sadece Gus Van Sant’in ölüm üçlemesinin ikinci filmi (bu arada üçlemenin ilk filmi 2002 yapımı Gerry, son filmi ise 2005 yapımı Last Days filmidir) olduğunu belirtmek istiyorum Elephant filminin. Filmin adını aldığı “fil” baş katliamcı Alex’in odasınının duvarında kara kalem çiziktirmesi olarak gözüküyor bir an. Ama kuvvetle olasıdır ki filmin adı İngilizlerin şu meşhur “elephant in the room” deyiminden geliyor. Odanın hemen orta yerinde bir fil var ve eğer bu fili göremiyorsan ya da görüyor ama gözardı ediyorsan sorumluluğu biraz da kendinde ara mı demek istemiş acaba Gus Van Sant ! Aman ne güzel sistem, her şey yerli yerinde, çocuklarımız eğitiliyorlar, hayatı öğreniyorlar, bilgisayar oyunlarında onu bunu katletmekle kalmıyorlar, gayet kolay internetten silah siparişi verip, kargoyla bunları teslim alıp, okullarına gidip arkadaşlarını sebepsiz yere tarayıveriyorlar !
Katliam katliamdır ! Bahanesi, yasallaştırılması, uygun bir kılıfa sokulması olmamalı, olamaz ! 22 Temmuz 2011 tarihinde Norveçin başkenti Oslo’da meydana gelen patlamayla hayatını kaybedenlere ve Utøya Adası’ndaki katliamda vahşice öldürülen onlarca gencin yakınlarına sonsuz sabır diliyorum.