2007 yapımı El Baño Del Papa / The Pope's Toilet / Papa'nın Tuvaleti isimli film; devlet, din ve medya otoritelerine, bolluk (!) ekonomisine mesafeli ama oldukça etkileyici bir taşlama. Mélo, Uruguay ve Brezilya sınırında yoksulluğa terkedilmiş küçük bir kasaba. Bu küçük kasabanın sakinleri, 1988 yılında Papa II. Jean Paul'ün kasabalarına yapacağı ziyarete yerel bir televizyonun pohpohlamalarıyla tüm umutlarını bağlamış durumda. Herkesin dilinde kasabaya akın edecek insanların sayısı dolaşmakta: yüzlerce kişi beklenmektedir. Oysa medya binlerden bahsetmektedir. Medyanın “binlerce kişi gelecek” dolduruşuyla heyecana kapılan kasaba halkı harekete geçiyor. Bu ziyaret sadece Tanrısal bir kutsama olmayacak, elbette maddi mutluluktan alacakları payla ilgili de müthiş bir beklentiye kapılıyor yoksul kasabalılar. Mélo'yu dolduracak ziyaretçilere satmak için tezgahlar dolusu domuz sucuğu, börekler, ekmekler, şapkalar, bayraklar, rozetler yapılıyor. Bisikletiyle Brezilya ile Mélo arasındaki sınırda her gün 60 km pedal çevirerek gidip gelen, bisikletinin selesine sığdırdıkları ölçüsünde küçük çaplı bir kaçakçı olan kahramanımız Beto ise, para yapacak fikirler arasında en iyisini bulduğundan emindir: içinde binlerce ziyaretçinin rahatlayacağı "Papa'nın Tuvaleti"ni inşa edecektir.
Yöre halkının tüm yaşantısına egemen ama en çok gözlerine sinmiş olan yoksulluktan utanıyorsunuz film boyunca. Beto'nun kızının hayallerinden vazgeçip (her ne kadar vazgeçtiği içi boş medyada kariyer yapmak da olsa !) yeknesak yaşantıya ayak uydurması da son noktayı koyuyor. Boğazınıza takılıyor bir şey !