9 Nisan 2009 Perşembe

"Ne sonbahar, ne kış. İkisi arasında..."

Sydney Pollack'ın 1975 yapımı Three Days of The Condor/ Akbabanın Üç Günü filmi Amerikan gizli örgütleri ve bu örgütlerin dış politikaları üzerine çekilmiş belki de en cesur ve ilginç filmlerden biridir. Central Intelligence Agency / Merkezi Haberalma Ajansı (CIA)'nin kendi içindeki çekişmeleri ve bütün dünyayı kontrollerinde tutmak için başvurduğu akıl almaz yöntemleri konu alan filmi bugün izlediğinizde bile güncelliğini kaybetmemiş olduğunu görürsünüz. James Grady'nin kimi gerçek CIA bilgilerine de dayanan "Six Days of the Condor" (altı gün filmde üç gün olmuş) adlı çok satan romanından uyarlanan Akbaba'nın Üç Günü şu ya da bu şekilde pek çok kez bu tarz filmlere de esin kaynağı olmuş. Gerilim dozu yüksek olan filmin belirsiz bitmesi de ayrı bir tat vermekte. (Naif bir şekilde Turner'ın anlattığı hikayenin gazete tarafından basıldığını ummak istiyorum jenerik yazıları kayarken.)

'Akbaba', CIA'da çalışan Turner (Robert Redford) isimli bir memurun kod adıdır. Turner'ın görevli olduğu paravan American Literary Historical Society kurumunda çalışanlar tüm dünyada her dilden yayımlanan kitap, gazete ve dergileri okuyarak CIA için bilgi toplamaktadırlar. Bir öğle yemeği dönüşünde Turner tüm çalışma arkadaşlarını acımasızca öldürülmüş bulur. Hemen CIA merkez birimi ile temas kurarak durum raporu verip kendisini korumalarını ister. Ancak üst kademeyle ilk temasında, kendisini de öldürmeye kalkıştıklarını görür. Dehşete düşen Akbaba'nın artık yapabileceği tek şey vardır; kaçmak ve gerçeği ortaya çıkarmak. Bu kaçış esnasında yolu Katy (Faye Dunaway) ile kesişecektir.

2006 Los Angeles Film Festivali'ne Konuk Yönetmen olarak katılan Sydney Pollack, Festivalde gösterime sunulmak üzere, kendisini ve çalışmalarını etkilediğini ve her birinin güçlü politik söylemlere sahip olduğunu belirttiği 3 film seçmiş: Bernardo Bertolucci”den Il Conformista / The Conformist / Konformist (Düzen Adamı), Alfred Hitchcock'dan 1946 yapımı Notorious / Aştan da Üstün ve Elia Kazan'dan 1954 yapımı On the Waterfront / Rıhtımlar Üzerinde. Bu filmlerin hepsini izledim ama yeniden anımsamış oldum bu vesile ile. Hatta daha evvelsi gün konuşuyorduk Konformist'i bu haftasonu tekrardan izlemeli diye.

Akbaba'nın Üç Günü'nde Ingmar Bergman'ın kült oyuncularından Max von Sydow'u 'ahlaki değerleri yüksek" bir kiralık katil olarak izliyoruz. Max von Sydow, Skammen filmi ile belleğime kazınmış bir aktördür.

Çok sevdiğim repliklerle bitiriyorum Akbabanın Üç Günü'nü.
Turner ve Kathy'nin fotoğraflarıTurner: Lonely pictures. / Yalnız fotoğraflar.
Kathy: So? / Ee?
Turner: You're funny. You take pictures of empty streets and trees without leaves. / Tuhafsın. Boş sokakların üzerinde yapraksız ağaçların fotoğraflarını çekiyorsun.
Kathy: It's winter. / Kışın çekilmişlerdi.
Turner: Not quite winter... They look like November. Not autumn, not winter, in-between... / Tam sayılmaz... Kasım'daymış gibi görünüyorlar... Ne sonbahar, ne kış. İkisi arasında...