Cemal Süreya'nın "gri bir evödevi" yakıştırmasını yaptığı İstanbul'un simgelerinden biri olan Haydarpaşa Garı'nın çatısı yanarken, o gardan trene binsin binmesin herkesin içinin sızladığını düşünüyorum.Güzide kurumumuz Darphane'nin 2006 yılında ülkemizde demiryolu taşımacılığını düzenleyen ve işleten kurum olan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD)'nın 150. kuruluş yılı nedeniyle bastırdığı hatıra paranın bir yüzünde Haydarpaşa Garı resmedilmiştir. Bu paranın bir de farklı kalıplı veya erörlü de diyebileceğimiz bir baskısı da saptanmıştır: Haydarpaşa Garı görüntüsündeki pencerelerin içi dolu olanı... Vapurla Kadıköy'e her geçişimde selamladığım Haydarpaşa Garı'nı en son 8 Ekim tarihinde hem yakından hem de süzülen bir vapurun ardından fotoğraflamışım. 1908 yılında hizmete giren Haydarpaşa Garı, Doğu'nun Batı'ya açılan kapısı ya da Batı'nın Doğu'ya başlangıç noktası olarak her İstanbullu'nun üstüne titreyeceği bir yapıdır kanımca... Sinemamızın bazı filmlerinde de adeta başrol uyuncusu olarak yer aldığını ve yer aldığı sahnelerde içimizi aydınlattığını da unutmamak gerek !