Nicolas Gessner'ın 1976 yapımı The Little Girl Who Lives Down The Lane / Yolun Sonundaki Küçük Kız adlı filmi; Laird Koenig'in aynı adlı romanından yine yazarın kendisi tarafından senaryolaştırılarak filme uyarlanmış tiyatro oyunu tadında (ki tiyatro oyunu olarak da sergilenmiş Koenig'in romanı), gerilim dozu çok iyi tutulmuş ve en önemlisi henüz 14 yaşındaki Jodie Foster'ın muhteşem oyunculuğuyla ön plana çıkan bir film. Benim açımdan filmi kayda değer bulmamdaki bir diğer unsur olmazsa olmazlarımdan olan Alice in Wonderland / Alice Harikalar Diyarında öyküsünden sonra bu romanın/senaryonun/filmin en iyi çay partilerinden birine sahip olması !13 yaşındaki Rynn (Jodie Foster) ve ölümcül bir hastalığı olan şair babası Londra'dan Amerika'da okyanus kıyısında New England civarında küçük ve sessiz bir yerleşim yerine taşınırlar. Babası üç yılllığına bahçe içinde güzel bir ev kiralamıştır ve genellikle ortalıkta hiç görünmemektedir. Rynn'ın sorunsuz bozdurabileceği babasıyla ortak hesaplarına ait küçük miktarlı seyahat çekleriyle yaşamlarını sürdürmektedirler. Başta oldukça zararsız bir öyküymüş gibi başlayan olaylar, evi kiralamalarını sağlayan meraklı emlakçı Bayan Hallet, O'nun küçük kızlara meraklı pedofili olan oğlu Frank (Martin Sheen çok iyi rolünde), yardımsever Şerif ve Şerif'in sihirbazlığa meraklı yeğeni Mario sayesinde Rynn'in yaşadığı evde gizemli bir şeylerin döndüğünü yavaş yavaş anlamamıza yol açacaktır.Yolun sonundaki evdeki gizem adım adım izleyiciye sunulurken korku ayarı çok iyi harmanlanmış çay partisinde Rynn ve Frank'in son kozlarını paylaşmaları çok başarılı aktarılmış. Sonuçta bu bir kurgu deyip geçiyorsunuz ama yazar yanlış olanı aklamayı bir nevi yasallaştırarak aktarırken işte diyorsunuz sinemayla beyin yıkama da böyle olur ! Ortada iki suç var ve doğrusu taraf oluyorsunuz suçlardan birine layığını buldu diye kahramanlardan biri !
Jodie Foster çok iyi bir oyuncu olduğunun ve olacağının tüm ipuçlarını bu fimdeki bakışlarıyla gösteriyor bu arada...