13 Ekim 2011 Perşembe

Potiche

Pek klişe olacak ama, François Ozon ’un 2010 yapımı Potiche / Trophy Wife / Kadın İsterse filmi, hem hava hem ruh durumu açısından karamsar bir günün gecesinde doğan bir güneş gibiydi. Fransızca olan ‘potiche’ sözcüğünün sözlük anlamı vazo demek ancak aynı zamanda güzel olup zengin biriyle evlenerek hiçbir şeye karışmadan vitrin süsü olarak hayatına devam eden kadınlar için de bu terim kullanılmaktaymış.Pierre Barillet ve Jean-Pierre Grédy’nin aynı adlı komedi oyunundan François Ozon tarafından sinemaya uyarlanan filmde, Catherine Deneuve, fabrikası ve ailesini hep kendi çıkarlarına göre sömürüp idare eden varlıklı sanayici Robert Pujol’ün elinin hamuruyla erkek işine karışmayan, evine bağlı, hanım hanımcık, sus pus karısı Suzanne Pujol rolünde harikalar yaratmış.

Yıl 1977’dir. Suzanne Pujol , Fransa’nın Saint Godule kasabasında babasından kalma şemsiye fabrikasını kocası Robert yönetirken, kendisi günlerini ormanda koşarak, elişi ve yemek yaparak ve bir de şiir yazarak geçirmektedir. Kocası ve kızı tarafından dikkate alınmamaktadır Suzanne, sadece oğlu Laurent annesine hayrandır. Günler böyle geçerken kapitalist patronlarının sömürüsüne baş kaldıran işçiler greve giderler ve patronlarını esir alırlar. Tam bu noktada kocasını kurtarmak için Suzanne devreye girer. Hanım hanımcık Suzanne (ahlaki açıdan hem koca hem de karı tarafında, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını da film ilerledikçe algılarız bu arada !) eskiden kısa bir gönül ilişkisi yaşamış olduğu komünist Vali Yardımcısı Maurice Babin (Gérard Depardieu)’den yardım ister kocasını kurtarıp, grevi sonlandırmak için. Koca kurtarılıp eve döndüğünde zorunlu sağlık sorunları sebebiyle uzak kalması gerekince fabrikadan, işin başına geçip fabrikayı yönetmek, işçilerle anlaşmak Suzanne’a düşer. Suzanne’ın hiçbir şeye karışmayan halinden bilinçlenen kadına dönüşmesi de bu andan itibaren başlar !Suzanne ve RobertKadının toplumdaki yerini hoş bir dille tartışan Potiche filminde, Robert Pujol’un yani kocanın tekrar fabrikanın başı olarak görevine dönmesinden sonra Suzanne’ın politikaya atılma kararı vermesi ve seçimlere girmesi François Ozon ’un senaryoya ilavesi olmuş. Orijinal oyun kocanın fabrikanın başına dönmesiyle sona eriyormuş. Sanırım yönetmen, 1970’lerle birlikte Fransa’da keskinleşen sınıfsal eşitsizlikleri, sağ-sol bölünmelerini şekerleme tadındaki bu komediyle sinemaya uyarlarken, oyundan bir adım öteye de taşıyıp kadın-erkek eşitsizliğine daha da çok dokundurmak istemiş.