5 Mart 2014 Çarşamba

Like Someone in Love

2012 yapımı Like Someone in Love / Aşık Biri Gibi filmini izler izlemez, basit bir öykü ancak Abbas Kiyarüstemi’nin ellerinde bu kadar derin etkiler bırakırdı diye düşündüm. İran sinemasının 'Yeni Dalga' akımının önde gelen isimlerinden yönetmen Abbas Kiyarüstemi (Abbas Kiarostami)'nin ülkesi dışında (Toskana’da) çektiği ilk film olan Copie Conforme / Certified Copy / Aslı Gibidir filminden sonra bu kez Toskana’nın güzelliklerinden çok uzaklara, bambaşka bir kültüre, Japoya’ya taşıyor izleyicisini. Ella Fitzgerald’ın aynı adlı şarkısından adını alan Like Someone in Love, ülkemizde “Sevmek Gibi” adıyla tanınıyor olsa da “Aşık Biri Gibi” demeyi tercih ediyorum. Bir yaşlı profesör ile fahişelik yapan üniversite öğrencisi genç bir kızın tesadüfi karşılaşmasının öyküsü Like Someone in Love. Yalnızlıktan bunalmış yaşlı profesörün derdi, nereli olduğunu öğrenip özel çorba pişirdiği genç kızla, Ella Fitzgerald'ın sesinden bütün evi dolduran "Like Someone in Love" şarkısı eşliğinde hasbıhal etmek öncelikle ama hayal ettiği gece hiç de istediği gibi gitmiyor ve uyuya kalan genç kızın başucu lambasını söndürmekle yetiniyor. Gecenin devamında ışığı söndürülen başucu lambasından sonra ne olup bittiğini göremiyoruz, bu durumu tamamiyle izleyicisinin yorumlarına bırakmış Abbas Kiyarüstemi. Gecenin ertesi sabahında hayalleri gerçekleşemeyen yaşlı profesör, okuluna bir sınavı için bıraktığı genç kızın yaptığı işten bihaber nişanlısıyla okulun önünde karşılaşınca bir anda dedesi konumuna geçiveriyor. Sınavını bitirip dönen genç kızla birlikte nişanlısına karşı dede - torun yalanını sürdürürlerken, hadiseler umulmadık bir noktaya doğru hızlıca akıp sürükleniyor...