23 Şubat 2010 Salı

Tom Waits söylüyor; "Telephone Call From Istanbul"


Tom WaitsTom Waits'in şarkılarını çevirmeye kalkışınca, sözler göründüklerinden farklı olarak pek çok anlam, gönderme içerdiğinden ciddi bir çuvallama riskiyle karşı karşıyasınızdır. Bu riskin ayırdında olarak ("Koyu Mavi" arkadaşıma önerileri ve yardımları için sonsuz teşekkürlerimle) pek sevdiğim, içinden İstanbul geçen en güzel şarkılardan biri olan "Telephone Call From İstanbul / İstanbul'dan Telefon Var" şarkısını çevirmeye (ya da biraz yorumlamaya mı desem?) çalıştım hasbelkader. Şarkı sözlerinde geçen "Never trust a man in a blue trench coat /
Mavi trençkot giymiş bir adama sakın güvenme" sözünün Leonard Cohen'in ünlü "Famous Blue Coat" şarkısına bir gönderme olduğu söylenir ama Tom Waits "öyle değil" demiş "bunlar sadece öylesine sözler, derin anlam aramayın !" Size kalmış elbette, isterseniz arayın. :-)


Telephone Call From Istanbul

All night long on the broken glass
Livin' in a medicine chest
Mediteromanian hotel back
Sprawled across a roll top desk

The monkey rode the blade on an overhead fan
They paint the donkey blue if you pay
I got a telephone call from Istanbul
My baby's comin' home today

Will you sell me one of those if I shave my head?
Get me out of town, is what Fireball said
Never trust a man in a blue trench coat
Never drive a car when you're dead

Saturday's a festival, Friday's a gem
Dye your hair yellow and raise your hem
Follow me to Beulah's* on Dry Creek Road
I got to wear the hat that my baby done sewed, whoo!

Well, take me down to buy a tux on Red Rose Bear
I got to cut a hole in the day
I got a telephone call from Istanbul
My baby's comin' home today


Tom Waits
Jalma Music (ASCAP), © 1986-1987
Frank's Wild Years, Island Records Inc., 1987



İstanbul’dan Telefon Var

Tüm gece boyunca elimde kırık bardak dostum
İlaç kutusunda yaşıyorum
Mediteromanian Oteli'nin arkasında
Çalışma masasının karşısında dağılmışım

Maymun (Şeytan) tavandaki pervane kanatlarında asılı kalmış dönüyor
Parasını ödediğin sürece her türlü çılgınlığı yapabilirsin
İstanbul'dan telefon var
Sevgilim eve dönüyor bugün

Eğer saçımı kazıtsam bana bunlardan satar mısın?
"Bırak gideyim bu şehirden" diyor "Ateştopu"
Mavi trençkot giymiş bir adama sakın güvenme
Bu kadar sarhoşken asla araba sürme

Cumartesileri festival, Cumaları çok değerli bir mücehver
Boya saçını sarıya ve kısalt eteklerini
Dry Creek Yolu’nda beni Beulah*’a dek izle
Sevgilimin bana diktiği şapkayı takmalıyım.

Red Rose Bear’dan smokin almam için şehre götür beni
Mola vermeliyim güne artık
İstanbul'dan telefon var
Sevgilim eve dönüyor bugün

(*)
a) Eski Ahit'te "sözde" vaadedilmiş İsrail toprakları
b) John Bunyan’ın Pilgrim’s Progress / Çarmıh Yolcusu kitabında tarif edilen cennet