“Piyanosunun başında Chopin sanki hep doğaçlama yapar gibiydi diye anlatılır; başka bir deyişle, sürekli olarak zihnindeki bir düşünceyi arar, yaratır, biraz biraz keşfeder gibiydi. Onun için eseri bize, adım adım giderek oluşturmaktaymış gibi değil de, daha baştan mükemmel, kesin, nesnel bir bütünmüş gibi sunulursa eğer, o türden sevimli duraksamalar, beklenmedik hoşluklar yok olur gider. Chopin’in, eserlerinin en güzellerinden bazılarına vermeyi yeğlediği ``impromtu´´ (genellikle piyano için yazılan, serbest formlu, doğaçlama nitelikli kısa besteye verilen ad) başlığının bundan başka bir anlamı olabileceğini düşünemiyorum.” diyor André Gide “Chopin Üzerine Notlar” kitabında.
Kızımın bu yılki konser parçaları arasında Chopin’den bir beste yer almıyor. Sevdiği bestecilerden biri olan Chopin’e bakış açısının farklılaşacağını, derinleşeceğini düşündüğüm için (ayrıca büyük bir merakla ben de okumak istediğimden olsa gerek) bu yaz okuyacağı kitaplar arasına dahil etmek üzere sipariş etmiştim André Gide’in “Chopin Üzerine Notlar” kitabını. Umarım kızım keyifle okuyacak ve kitabın armağanı olan CD'den keyifle dinleyecek İdil Biret'in Chopin yorumlarını...
``Impromtu´´ demişken, Chopin’in serbest formlu bu piyano bestelerinin James Lapine’in sinema filminin adı olduğunun da notunu düşeyim.. 1991 yapımı Impromtu, sanat tarihinin en ilginç ve en karmaşık birlikteliklerinden birini, piyanist Frédéric Chopin ile yazar George Sand’in ilişkilerini, çok hoş bir anlatımla aktaran bir filmdir.