2 Haziran 2011 Perşembe
``Gece leylâk ve tomurcuk kokuyor...´´
``3 Haziran 1963. Duyuyorum ki Nazım Hikmet ölmüş. Bir sanatçı için böyle bir haberi soğukkanlılıkla karşılamak olanaksız! `Hava leylâk ve tomurcuk kokuyor / uy anam uy Haziranda ölmek zor´ dizeleri dökülüyor dudaklarımdan. 2 Haziran 1970. Duyuyorum ki Orhan Kemal ölmüş. Yine aynı dizeler, yine kendiliğinden... 1976'lara değin, bu türden acılarla doldum; dizeler beni bir kitaba zorluyordu. İşte `Haziranda Ölmek Zor´ böyle oluştu.´´ der 1984'de kaybettiğimiz Hasan Hüseyin Korkmazgil. Leylâk ve tomurcuk kokularının arasından dizeleri dökülür, akar gider Nazım Hikmet ve Orhan Kemal'e ulaşır... Hasan Hüseyin'in leylâk ve tomurcuk kokularının arasından sıyrılan dizelerinin 2 Haziran 1991'de kaybettiğimiz bir başka şarimiz Ahmed Arif'e de ulaştığını düşünürüm ben. Ne kadar zor olsa da Haziranda ölmek, şanslıyız böyle şairlerimiz ve yazarlarımız olduğu için, yazdıkları geleceğe kalacağı için !