Romain Gavras’ın ilk filmi olan 2010 yapımı Notre Jour viendra / Our Day Will Come / Bizim Günümüz de Gelecek hiççilik (nihilizm) üzerinden bildiğiniz herşeye bir tokat gibi inen gerçeküstü ögelerle bezeli cesur bir film olmuş. Sevdiğim yönetmenlerden Costa-Gavras’ın kızı Julie Gavras ve oğlu Romain Gavras iyi ki babalarının izinden gitmişler ve sinemacı olmuşlar diyerek, Romain Gavras’ın adı da pek anlamlı olan Notre Jour viendra filminin bütün ayrıksı bireylere (ister kızıl kafa olsun ister olmasın) bir güzelleme olduğunu söyleyebilirim.“Saçlarım canınızı mı sıkıyor? Uzamalarına izin vereceğim. Hareketlerim, davranışlarım sizi rahatsız mı ediyor? Güzel. Onları daha fazla yapacağım… Böylece nihayet olmam gereken kişiye dönüşebilirim. Ve bu nefrete, bu utanca rağmen beni olduğum gibi seveceksiniz.”
Bence bu filmin "motto"´su şöyle :
Dünyanın bütün kızıl kafaları asla pes etmeyin ve birleşin !
Son olarak, filmin 75.dakikasında, limanda, arka planda yer alan, demirlemiş halde bir Türk gemisi olduğunu da belirteyim!