22 Ağustos 2012 Çarşamba

Kirschblüten – Hanami

Doris Dörrie’nin 2008 yapımı Kirschblüten – Hanami / Cherry Blossoms / Kiraz Çiçekleri filmi, son zamanlarda izlediğim en iyi, kalbime en çok dokunan filmlerden biri oldu.
Rudi ve TrudiÇok sevdiğiniz ama birlikteyken kanıksanmış bir sevgiyi yaşadığınız için çok da farkında olmadığınız, ayrı bir birey olarak karşınızdakinin hissettiklerini hiç bir zaman anlayamadığınız birini kaybedince, hayatı O’nun gözlerinden görmeye çalışmanın nasıl olabileceği üzerine Doris Dörrie oldukça iyi bir senaryo yazmış ve senaryoyu Almanya – Japonya hattında hem görsel hem de duygusal açıdan çok güzel bir filme dönüştürmüş.
Rudi ve YuYuJapon kültürünün en hoş dışavurumlarından biri olan "Butoh Dansı" filmde köşetaşlarından biri. II. Dünya Savaşı’ndan ağır bir yenilgiyle çıkan Japonların kendilerini ifade etme dansı diyebileceğimiz Butoh “gölgelerin dansı” olarak da biliniyor ve 1950lerle birlikte gelişmiş bu dans. İçsel özgürlüğe kavuşmanın bir yolu diyebileceğimiz Butoh Dansı filmde ana kahramanlardan hayatı boyunca hep belirli bir sistematiğin içinde yaşamış olan Rudi’nin yeterince tanıyamadığı karısı Trudi’yi kaybetmesinin ardından, hep karısının hayalini kurduğu Butoh dansçısına dönüşmesiyle hoş bir anlam kazanıyor.(Trudi'nin Butoh Dansı'nın keşfetmesine sebep olan Japon dansçısı Tadashi Endo'dur, filmde kendisi olarak yer almaktadır ve şuradan da çalışmalarına ulaşabilirsiniz.) Rudi ve TrudiButoh dansçıları, beyaza boyadıkları yüzleriyle kendilerini nötrleştirerek cinsiyetlerden sıyrılırlarmış. Geleneksel olarak durağan beyaz yüz, bastırılmış insanı temsil edermiş ama Butoh dansçısının beyazlatılmış yüzü dinamikliğin göstergesiymiş. Aynı zamanda masumiyet, endişe, korku ve sonsuzluk gibi ifadeleri de içerirmiş beyaz yüz.
Kiraz çiçeklerinin kısa süren güzelliği aslında ömrümüzün ne kadar da kısa olduğunu gösteriyor bize. Yaşadığımız her gün ömrümüzden kayıp giden zaman, bizi ölüme yaklaştıran bir süreç. Bu yüzden sahip olduklarımızın değerini yaşıyorken bilebilmek en önemlisi.