3 Kasım 2011 Perşembe

Du Sköna / Die Beauty

Stina Bergmanİsveçli yönetmen Stina Bergman, 2006 yılından başlayarak büyük bir titizlikle üzerinde çalıştığı ilk uzun metrajlı çalışması olan Du Sköna / Die Beauty filmini 2010 yılında tamamladığında, “The Pirate Bay” ile anlaşarak Internet üzerinden yasal olarak paylaşıma açmıştı. Filme, resmi blog adresi (http://diebeauty.blogspot.com/) üzerinden ulaşabilirsiniz. Yasal olarak indirdiğimiz filmi, henüz sıra geldiğinden, çok yeni izledik.

Yönetmen, gelmiş geçmiş pek çok ünlü yönetmenin, Internet'ten, kendi zamanlarında olmadığından yararlanamadıklarını ve bu sebeple dünya genelinde daha dar kitlelere ulaşabildiklerine dem vurarak, daha geniş bir izleyici kitlesine ulaşabilmek için, filmini yasal olarak "Net" üzerinden paylaşıma açtığını belirtmiş...

Nehir kıyısındaki, küçük bir köyde yaşayan dört doğal ve bir sonradan olma beş kızıl saçlı kızın tuhaf öykülerini yazıp anlatmış Stina Bergman. Bu arada hemen belirteyim, yukarıdaki fotoğrafından da görebileceğiniz üzere yönetmenin kendisi de kızıl saçlı! Film dokuz bölümden oluşuyor ve açılış sondan başlıyor şu etkili cümleyle: “Herhangi bir şeyin ortadan tamamen kaybolma ihtimali neredeyse sıfırdır. Herşey sonunda geri gelir !”Bölümler, 9. yani son bölüm ilk olmak üzere, 1,2,3,4,5,6,7,8 ve yeniden 9. bölüm ile Epilog / final olarak sıralanmış....

Filmde, doğal kızıl saçlı kızlardan ikisi kardeş, biri oldukça tombul ve biri de diğerlerine mesafeli davranan bir tip. Başta sarışın olup sonradan saçlarını kızıla boyatan beşinci küçük kızın üzerinden, tüm öyküyü izliyoruz.Du SkönaDört doğal ve bir sonradan olma beş kızıl saçlı kız her gün nehrin üzerindeki köprüde buluşup dileklerini dileyip nehre tükürüyorlar.Gerçekleşmesini istedikleri tek bir dilek var, o da çoğunlukla ortalıkta olmayan babalarının ölmesi ! Ancak en önemli nokta, doğal kızıl saçlıların hiç birinin babasının, kızıl saçlı olmaması. Köydeki kadınların (dolayısıyla kızıl saçlı kızların annelerinin de) tüm ilgisinin üzerinde olduğu bir adam var.... Üstelik kızıl saçlı olan da bu adam ! Kızıl saçlı kızların ima edilen biyolojik babası yani... Kızıllar ile ilgili öykü devam ederken bir de köyün Almanya’dan ithal siyah saçlı, hatta bir kadın olarak bıyıklı (!) fahişesi ve iş bağlayıcısıyla (pezevengi) öykülerini izliyoruz ilave olarak. Çünkü ortadan kaybolanlar salt babalar değil filmde. Bir şekilde otorite kuran, baba figürünü salt otorite ile tahakküm edenler....Du SkönaFilmi ilginç bulduğumu söyleyebilirim. Herşeyden önce “Korsan paylaşımla başedemiyorsan (ki edilemiyor çoğunlukla) işte böyle çözüm bulursun!” bağlamında iyi bir örnek olmuş Stina Bergman’ın tavrı ve kararı.
Şunu da eklemeliyim : İzlediğim süre boyunca hep tekrarladığım üzere, Du Sköna / Die Beauty filmi bana Peter Greenaway’in Drowning by Numbers / Sayılarla Boğulmak filmini anımsatıp durdu. Yeniden bu filmi de izlemeliyim en kısa sürede.