2 Kasım 2011 Çarşamba

Transylvania

“Ben yol filmleri yaparım çünkü yollar memleketimdir.” diyen Tony Gatlif, 2006 yapımı Transylvania / Transilvanya filminde yollara düşen Zingarina ile yollarda hayatını sürdüren Tchangalo’nun Transilvanya'da kesişen öyküsünü anlatır.Tchangalo ve ZingarinaZingarina (Asia Argento canlandırıyor) deliler gibi aşık olduğu, adını sayıkladığı, Fransa’dan sınırdışı edilen Çingene sevgilisi Milan’ı bulabilmek için Fransız arkadaşı Marie ile birlikte Romanya-Transilvanya’ya gelir. Sormadığı kişi, aramadığı yer kalmaz Milan’ı. Herkesin dans edip eğlendiği bir barda Zingarina mutsuz mutsuz otururken Tchangalo (Çangalo) adındaki çok dil konuşan, evi, yurdu, bağı olmayan özgür gezgin “Senin gibi bir kadını ne getirdi buraya ?” diye sorduğunda “Bir adam…” der Zingarina. Birol Ünel’in canlandırdığı serseri ruhlu Tchangalo ile Zingarina’nın tanıştıkları bu anda izleyici olarak hemen beklentiye gireriz.Her ne kadar Zingarina adamını arasa da var bir iş bu işte, böyle bar köşesinde bitemez bu tanışma diye umutlanırız. Her ikisinin içki kadehleri birbirine vurduğunda aslında Tchangalo ile Zingarina’nın hayatlarının kesiştiğini anlarız. Ama o da ne, tam o sırada Zingarina birden bir müzik sesiyle kendine gelir, müziğin geldiği noktaya doğru koşar ve işte en sonunda bulmuştur adamını, aşkını. Milan karşısındadır. Ama bulduğu gibi kaybeder adamını. Çünkü aslında Milan sınırdışı edilmemiştir, Zingarina’dan kaçmıştır! Tutkulu, aşık bir kadın için olabilecek en berbat durum bu durum. Sen kalk, kendisinden hamile kaldığın sevgilinin peşinden O’nu bulmaya git, adam gözünün içine baka baka “Ben sınırdışı edilmedim, sadece senden kaçtım” desin…

ZingarinaHayat Zingarina için o an Transilvanya’da durur ! Arkadaşı Marie’den kaçarcasına ayrılır, izini kaybettirir ve küçük bir çingene kızının ardından yollara düşer. Oradan oraya sürüklenerek çingeneliğini yaşamaya başlamıştır Zingarina, artık tam anlamıyla uçsuz bucaksız yollarda, Drakula’nın ülkesi Transilvanya’da kayıp bir ruhtur. Tchangalo Zingarina’ya tekrar rastladığında öylesine yitik, öylesine derbeder, öylesine berbat durumdadır ki şaşkınlık içinde kalır Tchangalo. Ama hiçbir beklentisi olmaksızın sarıp sarmalar Zingarina’yı, şefkatle kucaklar O’nu. İki yitik ruhun yolları kesişmiştir tekrardan. İzleyici olarak derin bir nefes alırız ! Bakalım Tchangalo, bir başka adamın kalbini yaraladığı, kanatlarını acımasızca kırdığı Zingarina’yı iyileştirebilecek midir? Daha fazla “spoiler” vermeden Tony Gatlif’in şu ana dek izlediğim filmleri içerisinde en sevdiğim filmi olarak arşivimize kaydediyorum Transylvania / Transilvanya’yı. Kategori olarak da “içinden Türk motifleri geçen filmler” kategorime yerleştiriyorum. Çünkü filmde Zingarina’nın doğum sancısı geldiğinde Tchangalo karlarla kaplı yolda yardım ararken at arabasıyla gelen köylülere birden Türkçe seslenir; “Arkadaş, bir kadın var..O’na doktor. Doktor lazım” der. Tony Gatlif en başta Fransızca olmak üzere, Romence, Romanca (Çingene dili), İngilizce ve Almanca olmak üzere pek çok dille harmanladığı filmine bir de Türkçe’yi eklemiş bu cümlelerle. Acaba Tchangalo’yu canlandıran Birol Ünel’in Türk asıllı olmasından mı kaynaklanıyor güzel Türkçemizin filmde arz-ı endam eylemesi yoksa ülkemizi birkaç kez ziyaret eden ve 1993 yapımı Latcho Drom / Safe Journey filminde Çingenelerin Hindistan’dan başlayan göç yolları kapsamında Türkiye’deki Çingeneleri de filminde anlatan Tony Gatlif’in kişisel tercihinden mi bilemiyorum ama oldukça hoş karlar altında birinin “Arkadaş...” diye koşarak yaklaşması…
Son bir not filmin başrol oyuncularından Birol Ünel’le ilgili. 2006’da Antalya’da 2. Uluslararası Avrasya Film Festivali’de bizzat Birol Ünel’in katılımıyla “Eleştirmenler Ödülü” bölümünde gösterilen Transylvania / Transilvanya filminin hemen gösteriminin ardından yapılan söyleşide Birol Ünel şunları söylemiş: “Çalışma koşulları çok zordu. Çoğu sahne müzisyenler ve halkla beraber oynamayı gerektirdiği için bir aktör gibi davranamazdınız. Siz de onlardan biri olmalıydınız. Ben de olmaya çalıştım. Eksi 20-25 derece soğukta çalıştığımız için ayaklarım neredeyse donuyordu. Bir çok yara-bere aldım.TchangaloAyrıca yoksunluk içindeki halkı, özellikle de çocukları yakından görmek 10 hafta süren çekimleri benim için gerçekten zorlaştırdı. Ancak sonuçta başarılı bir çalışma ortaya çıktı” demiş. “Transylvania”nın asıl başarısının altında yatan sebebi çok çeşitli diller kullanılarak bir kültür karması yaratılması olarak açıklamış Birol Ünel ve eklemiş; “Ben kültürler arasındaki farklılıklar yerine benzerlikler üzerinde durmayı seviyorum. Bu filmde en çok sevdiğim taraf da çeşitli kültür, dil ve yaşam biçimlerini içinde barındırması. Zaten Transilvanya gibi çok küçük, bir o kadar da karışık bir yeri konu ediniyorsanız böyle bir tarz kullanmak zorundasınız. Filmde kültürleri birleştiren ana unsur çağdaş müzikti.”
Tony Gatlif’in tüm filmlerinde müziğin, bir "üst karakter" olduğunu söylemiştim. “Kemanların yaylanan sesleri, gitarın tıngırtısı, şarkı sözlerinin içe işleyen ağırlığı olmadan, Gatlif’in filmleri de dört dörtlük olamazdı; eksik kalırdı kanımca..!” sözümü yineleyerek, "Tchiki Tchiki" şarkısı ve Zingarina’nın bu şarkıdaki dansı olmadan da bu film olmazdı diyorum.