Bir Fransız (Jean-Luc Godard) ve üç İtalyan yönetmen (Roberto Rossellini, Pier Paolo Pasolini ve Ugo Gregoretti) biraraya gelmişler, senaryolarını da kendilerinin yazdıkları ilişkiler, davranışlar ve alışkanlıklar üzerine dört ayrı öyküden oluşan “Ro.Go.Pa.G.” filmini çekmişler. 1963 yapımı “Ro.Go.Pa.G.” adı, “RO” (Rossellini), “GO” (Godard), “PA” (Pasolini), “G” (Gregoretti)´den yani filmin dört yönetmeninin soyadlarının ilk hecelerinden oluşuyor. Pasolini'nin "La Ricotta / Teleme Peyniri" filmindeki bazı renkli sahneler hariç, siyah-beyaz bir film. Roberto Rosselini'nin öyküsü "Illibatezza / Bekâret", güzel bir hostes ile onun güzelliğinden ve iffetinden etkilenen bir Amerikalı yolcunun öyküsü. Güzel hostes arkasında bıraktığı nişanlısına oldukça bağlı, hiç yüz vermiyor Amerikalıya. Amerikalının Rheingold Birası reklamları üzerinden evlenilecek ideal kadın tipine ulaşması kısımları eğlenceli ama dört film içinde en sıradan olanı bu film. Daha çok Alitalia reklam filmi havasında.
Jean-Luc Godard'ın "Il Nuovo Mondo / Yeni Dünya" öyküsü iki gün boyunca uykuda kalan ana kahramanın uyandıktan sonra okuduğu gazetede Paris'in 120.000 metre üzerinde gerçekleşen ve insanlar üzerinde etkisi olmayacağı belirtilen nükleer patlamanın ardından tüm kentin ve sevdiği kadının değiştiğine tanıklık etmesine yoğunlaşıyor. Patlamanın ardından etrafındaki herkes bir takım haplar almakta, mekanik bir şekilde robot gibi hareket etmekte, mantık dışı davranmaktadır. Değişikliklerin farkında olan ana kahramanın hap aldığını hiç görmüyoruz ama sürekli sigara içiyor. Pier Paola Pasolini'nin "La Ricotta / Teleme Peyniri" öyküsünde yönetmen Orson Welles'in Roma'da İsa üzerine çektiği bir film setindeyiz. Film içinde filmde kamera çalıştığı andaki sahneler renkleniyor, film çekilmediği zamanlarda görüntüler siyah-beyaz oluyor. Hoş bir gerçeklik ve kurgu karşılaştırması olmuş bu durum. Pasolini ikiyüzlü egemen sınıfların yoksul halka karşı nasıl duyarsız olduğunu vurguluyor. Filmdeki hoş karelerden biri film setine gelen İtalyan gazetecinin kibirli yönetmen görünümündeki Orson Welles'e sorduğu sorunun yanıtında; "Büyük İtalyan yönetmen Fellini hakkında ne düşünüyorsunuz?". Welles yanıtlıyor; "Dansediyor... Dansediyor..." Bir başka hoş gönderme ise Orson Welles'in yönetmen koltuğunda otururken Pier Paola Pasoli'nin Mamma Roma filminin kitabını okuması.Ugo Gregoretti'nin "Il Pollo Ruspante / Serbest Dolaşan Tavuklar" filmi tüketim çılgınlığına inanılmaz zariflikte bir eleştiri. Paralel iki farklı sahne üzerinde sürüyor film. Bir yanda ünlü bir profösörün üst sınıflara mensup izleyicilere halkın tüketim alışkanlıklarının nasıl arttırılabileceğini anlattığı konuşmasını izliyoruz, diğer yanda orta sınıftan iki çocuklu bir İtalyan ailesinde teşvik edilen tüketim çılgınlığının nasıl gerçekleştiğini görüyoruz. İtalyan ailesinin gittiği restoranda babanın oğluna serbest dolaşan köy tavukları ile çiftlikte salt kesilmek üzere yetiştirilen tavuklar arasındaki farkı anlattığı sahnenin hemen devamında masalarda yemek yiyen insanların bir an tavuklara dönüşmesi oldukça etkileyici.
Dört kısa filmden en çok Pier Paolo Pasolini'nin "La Ricotta" ile Ugo Gregoretti'nin "Il Pollo Ruspante" filmlerini beğendim. İlk kez bir filmini izlediğim Ugo Gregoretti'nin kalemi ve kamerası çok vurucu.