Merakla Darren Aronofsky’nin Black Swan / Siyah Kuğu filmini izlemeyi beklerken birkaç gündür bir başka Kuğu’nun, Ingmar Bergman’ın 1951 yapımı Sommarlek / Summer Interlude / Yaz Oyunları filmindeki Beyaz Kuğu’nun usuma düştüğünün ayırdına vardım. İzleyeli uzun bir zaman oldu Bergman’ın aşk, ayrılık, ölüm gibi genel temaları işlediği ilk dönem filmlerinden biri olan bu filmini.
28 yaşında balerin Marie’nin, ‘Kuğu Gölü” balesinin gece provasını beklerken posta yoluyla kendisine ulaşan bir günlükle geçmişe yolculuğu ve ilk aşkını anımsamasıdır filmin özetle konusu. Feribotla Stockholm yakınlarındaki bir adaya giden ana kahraman geride kalan anılarıyla yüzleşirken Bergman’ın siyah-beyazın karşıtlığını ne kadar güzel kullandığını da gözlemliyoruz film boyunca.
Duygusal bir melodram olan Bergman’ın Sommarlek filmini izlediğim zaman ana kahraman olan balerin için nevrotik yakıştırması yaptığımı anımsıyorum. Elbette söz konusu “Beyaz Kuğu”’nun nasıl, ne sebeple etrafını kalın görünmez duvarlarla çevirdiğini ve buzdan bir kuğuya dönüştüğünü film ilerledikçe öğrenirken işte demiştim bu kadar yalın aktarılabilir ilk aşkın büyüsü!