14 Ocak 2009 Çarşamba
Tout Va Bien?
James Roc Macbean Film Quarterly dergisinin Sonbahar 1972 sayısında Tout Va Bien filmi için şu yorumu yapmış: "Godard, 1971 Haziran'ında, tehlikeli şekilde yaralanarak ölümden döndüğü bir motosiklet kazasından sonra, hastanede kaygı dolu altı ay geçirmiş, birkaç deri nakli ameliyatı sonunda vücudu neredeyse yeniden birleştirilmişti. Jean-Pierre Gorin'le yaptıkları yeni film, Godard'ın yeni durumuna uygun olarak gerçekte kazadan uzun süre önce tasarladıkları ve burjuva toplumunun kendini tatmine yarayan iyimserliğini taşlayan, "Tout Va Bien" adını taşıyor. Tamamen iyileşip işine döndüğü için, filmin adı Godard'ın durumuna da uygun bir kelime anlamı kazanmış oluyor. “Tout Va Bien", 41 yaşındaki Godard'ın onüç yıl içinde yaptığı yirmibeşinci uzun filmi ve
"Dziga Vertov Grubu" içindeki yedinci filmidir."
Bu arada, Dziga Vertov Grubu Jean-Luc Godard ile (ki başlangıçta Jean-Henri Roger yer alıyordu) Jean-Pierre Gorin'in, görkemli Mayıs '68 döneminden sonra oluşturdukları, Maoist eğilimler taşıyan, bir yönetmenler işbirliğidir. Bu Grup dahilinde oluşturulan filmler politik filmlerdir ve Bertolt Brecht'ten oldukça etkilenmişlerdir.
1972 yapımı Tout Va Bien / Everything is Fine/ Her şey Yolunda filmini çok yeni arşivimize eklediğimizi yazmıştım. Biraz parça parça oldu ama dün akşam filmi bitirebildik. Mayıs '68'den dört yıl sonra Jean-Luc Godard ve Jean-Pierre Gorin kapitalizmi, medyayı, ikili ilişkileri, verilen ancak tutulmayan sözleri, sınıfsal çatışmaları hayli keskin bir dille eleştiriyorlar. Reklam filmleri çeken bir Fransız yönetmen (Yves Montand) ve Amerikalı gazeteci eşinin (Jane Fonda) bakış açılarından sosis fabrikasında greve giden işçilerin eylemlerinden kesitler izliyoruz. Sadece ikilinin ilişki bazındaki sorunlarından işçiler ve patron arasındaki sınıfsal çatışmalara değil, işçiler ve sendika arasındaki anlaşmazlıkları da gözlemliyoruz... Filmin sonlarında hayli meşhur ve büyük bir hipermarketten çılgın alışveriş sahneleri var ki, kapitalizmin nasıl başarılı olduğunu, nasıl bizi vahşi tüketiciler haline getirdiğini çok güzel gösteriyor.
Godard, Tout Va Bien için "kendimce işçi kesiminin sorunlarını dile getirmeye çalıştım; onların benim dilimden anlamadığını söylüyorlar ama bu film öncelikle bana ait ve benim yorumumu taşıyor elbet." diyerek eleştirmenlere yanıtını vermiş.
Bu yanıt bana, benim hoşlanmadığım bir müzik türü dinleyen kızım ve minik yeğenime "öff, bunu mu dinliyorsunuz?" dediğimde, ufaklığın "O da müzük!" hazırcevaplılığını çağrıştırdı nedense... :-)
Filmlerini izlemek zor Godard'ın lakin tarzını seviyorum.
İzdüşüm(ler)
FRANSIZ YENİ DALGA,
KİŞİSEL,
SİNEMA