14 Eylül 2011 Çarşamba

Kuroi Ame / Siyah Yağmur


...
Shokichi: Söyle bana. Hiç anlamıyorum. Amerika neden atom bombasını kullandı? Kazandıkları halde…
Shigematsu Shizuma: Ben de merak ediyorum. Kimileri savaşı çabucak bitirmek için olduğunu söylüyor.
Shokichi: Öyleyse neden Tokyo değil? Neden Hiroşima?
Shigematsu Shizuma: Bilemiyorum.
Shokichi: Gerçeği bilmeden nasıl ölebiliriz? Böyle ölemem, kobay faresi gibi !
...

Bu diyalog, Shôhei Imamura’nın 1989 yapımı siyah-beyaz Kuroi Ame (黒い雨)/ Black Rain / Siyah Yağmur filminin 1950 yılına geçiş yapılmış olan sahnelerinde yer alıyor. Filmi izlediğim sırada ve sonrasında zihnimi fazlasıyla meşgul ediyor bu diyalogda geçen sorular. Yanıt bulamıyorum. Atom bombasının kullanımı ile ilgili mantıklı bir açıklama yapıp kendimi ikna edemiyorum!
Kuroi Ame / Black Rain / Siyah Yağmur 6 Ağustos 1945 sabahı Hiroşima’da başlıyor. Shigematsu Shizuma ve ailesi, Amerika Birleşik Devletleri uçaklarının atom bombasını Hiroşima üzerine bırakmasından önceki son 'normal' sabahlarını yaşamaktalar. Shigematsu çalışmakta olduğu fabrikaya gitmek üzere trene binmiş, karısı Shigeko evde ve yeğeni Yasuko dayısının evine ulaşmaya çalışmakta. Saat tam 08:15 iken insanlık tarihindeki en ağır olaylardan biri gerçekleşir: Bomba Hiroşima’ya düşer, kent yerle bir olur ve bomba kente düştüğü ilk anda 80.000 kişiyi öldürür.Atom bombasıShizuma ve ailesi saldırıdan ölmeden kurtulmuşlardır. Normal bir savaşta veya saldırıda bu durumu şans olarak nitelendirebilirsiniz. Ölmemiş, kurtulmuşlar diye sevinebilirsiniz. Oysa bombanın ardından yaşananları izledikçe tüm “Hibakusha”ların bomba anında ölmüş olmalarının kendileri için daha iyi olacağı sonucuna varıyorsunuz. (Hemen not düşeyim: Atom bombaları patladığı anda Hiroşima ve Nagazaki'de bulunup hayatta kalanlar “Hibakusha"(被爆者) olarak adlandırılıyorlar. Japon Hükümeti'nin verilerine göre 31 Mart 2011 itibariyle 219.410 "Hibakusha" halen hayatta imiş.)Shizuma AilesiFilmin özellikle atom bombasından kurtulan Shizuma ailesinin yerle bir olan Hiroşima’yı bir baştan diğer başa katederek Shigematsu’nun çalıştığı fabrikaya ulaşmalarını izlediğiniz sahnelerde insanlığınızdan utanıyorsunuz. Filmde daha sonra bombanın atılmasından beş yıl sonrasına geçiş yapılıyor ve hayatta kalanların boğuştuğu hastalıklar, fiziksel ve psikolojik travmalar Shizuma ailesinin dışında farklı başka karaterlerle de izleyicilere aktarılıyor. Ancak bomba anında neler olduğu, kentteki görüntüler geriye dönüşlerle film boyunca veriliyor. Film üzerine daha fazla ayrıntıya girmeden Shôhei Imamura’nun bu filmi üzerine söylediklerine yer vermek istiyorum.

Richard Phillips tarafından 2000 yılında kendisiyle yapılan röportajda Hiroşima ve Nagazaki’de binlerce insan ölmüş olmasına rağmen atom bombalarının atılmasının Amerika Birleşik Devletleri tarafından haklı gerekçelere oturtulduğunu ve üstelik bu durumun pek çok ülke tarafından da kabul gördüğünü belirtmiş Shôhei Imamura. Ne acı değil mi? “Pasifik’te savaşı başlatan Japonlar (Pearl Harbour baskını) sonuçlarına da katlanmalı görüşüne sahip pek çok gazeteci “ diye eklemiş Imamura… “Filmim atom bombası sonrasında insanların karşılaştığı radyasyonun etkileri üzerine. Siyah yağmura maruz kalan pekçok insan korkunç sağlık sorunları yaşadı ve acı çekerek öldüler. Masuji Ibuse’nın romanından uyarlanan filmimde her şeyi koyamazdık, roman çok ayrıntılıydı ama filmimde seçici olmak zorunda kaldık. Bomba mağdurları ile görüşürken onların gözlerinin içine bakmak inanılmaz derecede zordu.”
Uzun bir süre etkisinden kurtulamayacağım, içinde hiçbir umut kırıntısının olmadığı bir film Kuroi Ame / Black Rain / Siyah Yağmur . Elimden gelen sadece üzülmek ve öfkelenmek.