18 Eylül 2011 Pazar

Jedes Herz ist eine revolutionäre Zelle !

Bolluk İçindeki Günleriniz SayılıAvusturyalı yönetmen Hans Weingartner'ın 2004 yapımı Die fetten Jahre sind vorbei / The Edukators / Bolluk İçindeki Günleriniz Sayılı filmi, Jan, Peter ve Jule'dan oluşan anti-kapitalist üç gencin kapitalist zenginleri kendi yöntemleriyle eğitme dersi olarak özetleyebileceğim bir film.

Berlin'de yaşayan Jan ve Peter, zenginlerin evlerine girerek tüm eşyalari belirli bir sistematiğe göre üst üste düzenleyen, eşyaların yerlerini değiştiren, kaotik bir biçimde girdikleri zenginin evini alt üst eden çok yakın iki arkadaş. Tek bir şey çalmadan "eğitmenler" imzalı ya ""Die fetten Jahre sind vorbei. / Bolluk içindeki günleriniz sayılı." ya da ""Sie haben zu viel Geld. / Çok paranız var." notlarını bırakarak evlerden ayrılıyorlar. Zenginlere kendilerince bir nevi eğitim veriyorlar !Kaotik BaşkaldırıMülkiyet, varlık, fırsat eşitisizliklerine bu tavırlarıyla isyan ediyorlar. Kendilerine otomatik olarak karşı gördükleri sisteme başkaldırıları bu. Ama başkaldırıları istedikleri gibi gitmiyor. İşin içine aşk giriyor ! Peter'in kız arkadaşı Jule'un kirasını ödeyemediği için tahliye edildiği evin badanasını yapmak üzere Peter Barcelona'ya gittiği için Jan yardım edince, Jule ve Jan arasında başlayan yakınlaşma üç gencin hayatını farklı biçimde yönlendiriyor.Her yürek devrimci bir hücredirJule ve Jan badana yaptıkları evin duvarlarına özlü sözler bırakarak, Jule'ün arabasına çarptığı ve bu yüzden 94500 Euro borçlandığı eski 68'li çiçek çocuk yeni sonuna kadar kapitalist Hardenberg'in evine girip de ortalığı birbirine kattıklarında Jule'ün telefonunun evde kaldığından haberleri yoktur. Ertesi gün farkettiklerinde Peter'e olaydan hiç söz etmeden eve tekrar girip telefonu bulup almak isterler ancak Hardenbeg'e yakalanırlar. Sonra...
Sonrası zorunlu bir adam kaçırma (çok ilgisiz ama bana nedense Marco Bellocchio'nin Aldo Moro'nun Kızıl Tugaylar tarafından kaçırılmasını konu edinen Buongiorno, notte filmini anımsatıyor bu sahneler) olayının ardından bir kulübede birlikte geçirilen zorunlu süre zarfında herkesin birbirini daha yakından tanıması, havada uçuşan sözler, hesaplaşmalar, dersler, gerçekler, yalanlar gündeme geliyor ve dünyayı değil kendilerini kurtarmak için adamı kaçırdıklarını birbirlerine itiraf ediyorlar. Devrimi sevmişlerdir, sevmeye de devam etmektedirler elbette. Peki ya sonuç ? Üç anti-kapitalist ve bir kapitalistin birlikte geçirdiği zorunlu süre en yüksek faydayı yine ne yazık ki zengin kapitaliste sağlıyor. Zengin kapitalistin altını çizdiği gibi: "Otuzundan önce devrimci olmayanın cesareti, otuzundan sonra kapitalist olmayanın aklı yoktur." [Yok mudur ? Ya sahip oldukların, bir gün sana sahip olurlarsa ? Modern kölelik deyip geçiştirebilecek misin !?]

Filmin gösterime sunulmuş farklı sonlara sahip versiyonları var. Arşivimize katılanın sonu bence hoş ve şaşırtıcı olanı. Açıkçası "Manche Menschen ändern sich nie ! / Bazı insanlar asla değişmez !" notunu duvarda gördüğüm anda bu da böyle mi bitecekti diye düşünürken (ki bazı gösterimlerde film burada kesiliyormuş), devam eden sahneler ve jenerik akışı bittiğindeki görüntü usunuzdaki gülümsemeyi yüzünüze taşıyor.
Die fetten Jahre sind vorbei filmini ve müziklerini sevdim. Filmde Leonard Cohen'in ünlü "Hallelujah" şarkısının Jeff Buckley yorumu var ancak soundtrack'de Jeff Buckley yorumu yerine nedense Lucky Jim'in yorumuna yer verilmiş.
Filmden bana kalan şu sözlerle sonlandırıyorum günce notlarımı: "Bütün devrimlerde kesin olan bir şey vardır. Bazısı işe yaramasa bile en önemli şey en iyi fikirlerin hayatta kaldığıdır. Bu kişisel devrimler için de geçerli. İyiye giden şeyler, sende varolan şeyler, seni daha güçlü kılar."