31 Temmuz 2013 Çarşamba

Je suis né d'une cigogne


Göçmen kuşlar sınırları sorunsuz geçebilir
ama ya insanlar?!!!

Bir zamanlar, en alttaki başlıklardan algılayabileceğiniz üzere, Tony Gatlif filmleriyle haşır neşirdik. Arşivimizde uzun zamandır bulunan ama nedense diğer filmlerini izlerken gözümüzden kaçan Tony Gatlif’in 1999 yapımı Je suis né d'une cigogne / The Children of the Stork / Bir Leylekten Doğdum filmini çok yeni izledik. Tony Gatlif, yazıp yönettiği gerçeküstü Je suis né d'une cigogne / The Children of the Stork / Bir Leylekten Doğdum filmini, 1997 yapımı Gadjo Dilo filminin başarısının ardından bu filminin oyuncularıyla gerçekleştirmiş. İşsiz Fransız Otto (Romain Duris) ve Alman asıllı aykırı kız arkadaşı Louna (Rona Hartner)’nın bir gün yeter artık deyip, Bonny ve Clyde ya da À bout de souffle tarzı yollara düşmelerinin öyküsünü izliyoruz Je suis né d'une cigogne filminde. Aralarına ailesinin Fransızlaşması için yoğun çaba harcadığı göçmen Müslüman Ali katılıyor ve bu çılgın üçlü yollarına devam ederken yaralı bir leyleğe rastlamalarıyla hayatlarının bir hedefi oluşuyor: Konuşan yaralı leyleği tedavi ettirmek ve Frankfurt’taki akrabalarının yanına ulaşmasını sağlamak!
Bir kamyonun altında Fransa’ya gelen Faslı Miloud’a adanan Je suis né d'une cigogne / The Children of the Stork / Bir Leylekten Doğdum filmi göçmenlik sorununa hayli gerçeküstü yaklaşsa ve pek de anlaşılamamış olsa da Tony Gatlif söylemek istediklerini kendince ifade etmiş diye düşünüyorum. Herşeyi olduğu gibi değil de soyutlayarak anlasın diye izleyicisine bırakmış. Tembel izleyici istemeyen yönetmenlerden, her daim yolların filmlerin yapan ve yolların memleketi olduğunu söyleyen Tony Gatlif.
Filmde hoş göndermeler var. Bunlardan bir tanesi Ali ve ailesi yemek masasındayken çalan kapıya giden annenin gözetleme deliğinden bakıp “postacı gelmiş” dediğinde Ali’ye “Postacı kapıyı iki defa çalar” dedirterek The Postman Always Rings Twice filmine Gatlif’in yapmış olduğu göndermeydi. Bu arada, çılgın üçlünün en entellektüel üyesi olarak Ali yolculukları boyunca kah kitap kah gazete okuyarak ve özlü sözler söyleyerek sadece Otto ve Louna’yı değil, izleyiciyi de etkiliyordu.
Göçmenliğin çok ciddi bir sorun olduğu, giderek daha da büyük sorunlara yol açacağı aşikar bir Dünya’da sınırların kalktığı günler gelir mi gelmez mi bilinmez ama umarım hiç bir üst kuvvet bu sorunu kökten giderecek çözümlere yönelmez!
İzlediğim diğer Tony Gatlif filmleri için başlıklara tıklayabilirsiniz:
*Korkoro/Liberté/Freedom/Özgürlük
*Transylvania
*Caco’nun Yolculuğu (Vengo)
*Zano’nun Yolculuğu (Exils)
*Swing
*Sokaklar Özgürdür (Mondo)
*Stéphane’ın Yolculuğu (Gadjo Dilo)