18 Eylül 2009 Cuma

Iggy Pop söylüyor: `In the death car, we are alive.´

"Koyu Mavi" arkadaşımla Alkazar Sineması'nda, Emir Kusturica'nın 1993 yapımı Arizona Dream / Arizona Rüyası filmini seyrettiğimde küçük kızım henüz doğmamıştı. Film başlamadan hemen önce, uzun bir süre belleğime kazınacak olan filmin müziklerinin kasedini de almıştım İstiklal Caddesi'nden. Kaset duruyor halen, filmin DVD'sini de bir kaç yıl önce arşivimize katmıştık.
Güz geldi, yakında okullar açılıyor, küçük kızımın annemin yazevindeki güzel tatili bitti ve geçen haftadan beri kızım da Dersaadet'te. Önceki akşam yeniden Arizona Dream filmini izlediğimizde dedi ki küçük kızım, "Bu filmden de bahsetmelisin güncende..."
Arizona RüyasıEmir Kusturica [Saraybosna'da savaş bütün acımasızlığıyla sürerken gidip taa Amerikalarda neden bu kadar apolitik bir film çekti ve daha sonra 2005 yılında neden Karadağ'da vaftiz olup Sırp-Ortodoksluğa geçerek Nemanja Kusturica (Немања Кустурица) ismini aldı diye burada sorgulamadan, yorumlamadan ama bilincinde olarak] hem müzikleri hem de görselliğiyle sevdiğim, en hoş gerçeküstü filmlerden birini gerçekleştirmiş Arizona Rüyası ile.
"İçinden filmler geçen filmler"i sevdiğimi güncemi takip edenler bilir: Arizona Rüyası'nın içinden de Alfred Hitchcock'un North by Northwest / Gizli Teşkilat (bu isim uygun görülmüş ülkemizde) filmi geçiyor Vincent Gallo'nun muhteşem Cary Grant yorumuyla...
"Hayalleriniz kadar varsınız" sözünü doğruluyor filmdeki tüm karakterler; New York'ta balıkları sayan, rüyalarında eskimolar gören, "kadere boyun eğerek" Arizona'ya gelen Axel (Johnny Depp), Arizona'da araba satan ve Ay'da altın bir Cadillac kullanan Leo (Jerry Lewis), Papua Yeni Gine takıntılı Elain (Faye Dunaway) ile intihara eğilimli, akordeonuyla çıkarttığı ezgilerle büyüleyen üvey kızı Grace (Lili Taylor, North by Nortwest film canlandırmasıyla Paul Leger (Vincent Gallo) ve elbette tüm filme gerçek ve sanal boyutlarda egemen olan balık. Film kadar ünlü şu tümceyi de unutmamak gerek; "Fish doesn't think because fish knows everything."
This is a film about a man and a fish. / Bu film bir adam ve bir balık hakkında bir filmdir.
This is a film about dramatic relationship between a man and a fish. / Bir adamla bir balık arasındaki dramatik ilişkiyi anlatan bir film.
The man stands between life and death. / Adam yaşamla ölüm arasında durur.
The man thinks. / Adam düşünür.
The horse thinks. / At düşünür.
The sheep thinks. / Koyun düşünür.
The cow thinks. / İnek düşünür
The dog thinks. / Köpek düşünür.
The fish doesn't think. / Balık düşünmez.
The fish is mute. / Balık sessizdir (dilsizdir).
Expressionless. / İfadesiz.
The fish doesn't think / Balık düşünmez
Because the fish knows / Çünkü balık bilir
Everything. / Herşeyi.
The fish knows everything. / Balık herşeyi bilir.
Sözleri Iggy Pop'a, müziği Goran Bregoviç'e ait "In the death car" şarkısı da filmle özdeşleşiyor:
A howling wind is whistling in the night
My dog is growling in the dark
Something's pulling me outside
To ride around in circles
I know that you have got the time
Coz anything I want, you do
You'll take a ride through the strangers
Who don't understand how to feel
In the death car, we're alive!
In the death car, we're alive!
...

In the death car, we're alive!