28 Aralık 2009 Pazartesi

Medea

Pasolini'nin Medea'sı
Medea, Antik Grek mitolojisinin en çarpıcı karakterlerinden biri. Dünya literatürlerine 'Medisin' (Medicine) sözcüğünü kazandıran, Kolkhis (Colchis Krallığı yani bugünkü Türkiye'mizin Doğu Karadeniz bölgesi ile Gürcistan toprakları) Kralı Ayet (Aites)’in kızı Medeia ya da Medea, en acımasız aşk öyküsünün kahramanı olarak bir çok tiyatro oyunu, şiir, resim ve sinema filmine esin kaynağı olmuş. Medea'nın Titan olduğu söylenmektedir yani başka dünyalardan geldiği söylenen insanüstü bir varlık. İskenderiye (Mısır), Grek ve Roma kaynaklarına göre, büyücü (majisyen) olarak tanımlanmıştır. Halası ve annesinden simyacılığı (al chimie / alşimi / el simya) öğrenmiştir. Kardeşinin başını kestirmiş, çocuklarını bıçaklamış, sevgilisinin karısını alevlerin içerisine göndermiştir ! Callas ve PasoliniEuripides’in yazdığı, aşkı uğruna kardeşini ve çocuklarını öldürebilecek gözü karalıktaki Medea miti, Pier Paolo Pasolini'nin yönetiminde, sinema tarihinin en iyi mitolojiden sinemaya uyarlamalarından biridir. Pier Paolo Pasolini 1969 yılında Euripides'in ünlü tragedyasından uyarladığı senaryo ile Medea filmini Kapadokya'da yani Güzel Atlar Ülkesi'nde çekmiştir. Medea filminde Medea rolünü ünlü opera sanatçısı, büyük diva Maria Callas üstlenmiştir. Hiç şarkı söylemediği bu filmde Medea ile özdeşleşmiş bir Maria Callas izleriz ve bence bu rolle Maria Callas beyazperdede de devleşmiştir.
Euripides'in tragedyasına dönersek Medea'nın öyküsü mitolojide Altın Post'un aranmasına dayanmaktadır. Altın Post'u bulmak için Kolkhis’e giden Argonotlar'ın (Argo / Argos gemisi mürettebatı) lideri İason (Yasin / Yason / Jason / ve Yunanca Ιάσων), burada Medea ile karşılaşır.
(Arşivimizde bulunan, kızımın pek sevdiği filmlerden biri olan, 1963 yapımı Jason and the Argonauts filminin notunu da hemen burada düşeyim. Ray Harryhausen'in özel efektlerinin her zamanki gibi muhteşem olduğu bu filmde, Altın Post'un izindeki İason'un Gürcistan topraklarından Medea ile kaçışına dek olan öyküyü izleriz. Özellikle İstanbul Boğazı'ndan geçiş sahnesindeki Neptün / Poseidon yardımı çok ilginçtir... Öykünün Grek topraklarındaki devamı da Medea filmi olacaktır.)
Doğaüstü güçlere sahip Kolkhis prensesi Medea, İason'a âşık olur. Bu aşkın etkisiyle Medea kendi ülkesine ihanet ederek, erkek kardeşini parçalayarak öldürür, İason’un Altın Post'u ele geçirmesine yardım eder ve onunla birlikte Yunanistan’a kaçar. İason ile Medea’nın iki oğulları olur. Ancak yıllar sonra İason (Ah bu erkekler !!! Hep aynı işe yaramazlıkta sorun kaynağı oluyorlar !!!), Korint Kralı Creon’un kızıyla evlenmek için Medea’yı terk eder. Medea, İason'a şöyle der: ‘Ben babama karşı geldim. Altın Post’u sana verdim. Seni ülkenin kralı yaptım. Sana iki oğlan çocuğu doğurdum. Sen nasıl beni bırakıp başkasıyla evlenirsin ?’... Bu ihanet karşısında duyduğu öfkeyle, eski kimliğine dönecek ve tanrılarına tekrar ibadet etmeye başlayacaktır. İntikamı ise oldukça planlı ve benzersiz olacaktır; ilk olarak geline gönderdiği büyülü bir elbiseyle, gelin ve Kral Creon’un yanarak ölmesini sağlayacak, akabinde, yaptığı bu eylem yüzünden oğullarının zarar göreceğini düşünerek, hem de İason'dan alınabilecek en iyi intikamın bu olacağına kanaat getirerek, iki oğlunu elleriyle öldürecektir. Medea'nın öyküsünün mitolojideki sonunda aslında Medea çocuklarını öldürmüyor, geride bırakarak kaçıyor; ancak Euripides özellikle Medea’nın barbarlığına (belki 'yırtıcılık' daha uygun olacak) vurgu yapmak için, öykünün sonunda bu tür bir değişikliği uygun görmüş. Pasolini de Euripides'in eserine sadık kalarak, hayli yırtıcı bir Medea yansıtmış beyazperdeye.
MedeaAkıllı, bilgili, simyayı bilen güzel prenses Medea kendisine ihanet eden İason yüzünden barbar bir katile dönüşür. Ne denir güzel Türkçemizde: "Yapana değil yaptırana bak !" Elbette barbarlığın hiç bir şekilde bahanesi olamaz ! Özellikle masum iki çocuğun annelerinin elleriyle öldürülmesini, hiç bir mantık kabul edemez diye düşünüyorum. Gerçi mantık, duyguların esiri de olamaz ama işte insan doğasının çelişkiye düştüğü noktalardan birisi de bu.... Medea'nın çocuklarını öldürdüğü sahnelerde kalbim buruluyor.
1969'da Kapadokya'da konuk ettiğimiz aykırı yönetmen Pier Paolo Pasolini ve muhteşem diva Maria Callas sinema tarihinin başyapıtlarından birinde Medea ile yeniden ölümsüzleşmişlerdir. Medea filmine ilişkin son bir not ünlü sinemacılarımızdan Muzaffer Hiçdurmaz ile ilgili. Callas Forever filmine ilişkin notlarımda Medea filminde sinemacılarımızdan Muzaffer Hiçdurmaz'ın cellat rolünde olduğunu belirtmiştim. Medea'nın setinde de çalışan Muzaffer Hiçdurmaz rolünün kendisine verilişini şöyle aktarıyor: "Pasolini ile 1969 yılında Göreme’de Medea'yı çekiyorduk. Önce mekanı görmeye gittik. Yolda bana 'Sana filmde önemli bir rol oynatacağım' dedi. Ben de ne olduğunu sordum. 'Cellatbaşı!' dedi."... Ayrıca hemen ekleyelim; filmde figüran olarak da pek çok Türk figuran ve yöre köylüleri yer almıştır.
Pier Paolo Pasolini Göreme'de
Fotoğraf "https://lucamaggio.wordpress.com/2010/06/14/pasolini-callas-e-medea/" linkinden alıntılanmıştır.