Michael Haneke, “Duygusal Buzlaşma” üçlemesiyle (bakınız ve başlıklara tıklayınız: Der Siebente Kontinent // Benny’nin Videosu // Tesadüfi bir Kronolojinin 71 Parçası ) ile kalbimi fetheden ve sevdiğim yönetmenler deyince hemen üst sıralarda aklıma gelendir.
Haneke’nin 2009 yapımı Palm d’Or / Altın Palmiye ödüllü Das Weisse Band - Eine Deutsche Kindergeschichte / The White Ribbon / Beyaz Bant filmi sizi gayet usul usul bir biçimde sarsıyor. Yönetmenin bir röportajında dediği gibi "Kötümser olanlar, eğlencelik filmleri yapanlar. İyimser kişi, insanları sarsıp kayıtsızlıktan kurtarmaya çalışır." Her Haneke filminde olduğu gibi Das Weisse Band filminde de oturduğunuz koltukta iyice rahatsız olup, bunalıp, daralıp, gerilip kayıtsız kalamıyorsunuz.Siyah-beyaz 144 dakika boyunca, I. Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde Kuzey Almanya'da Protestan, sakin, kendi halinde bir köyde görevli bir öğretmenin ağzından “eine Deutsche kindergeschichte / bir Alman çocuk öyküsü” havasında geçmişe dönerek, o sessiz sakin köyde 1913 – 1914 yıllarında yaşanmış olan garip olayları izliyoruz.
“Sizlere anlatmak istediğim hikayenin tamamen doğru olup olmadığını bilmiyorum. Zaten bir kısmı da kulaktan dolma bilgiler. Üzerinden bunca yıl geçmesine karşın büyük bir kısmı belirsizliğini koruyor ve birçok soru da cevapsız kalmış durumda. Ama sanırım köyümüzde meydana gelen bu garip olayları anlatmak zorundayım. Anlatacaklarım belki de bu ülkede olmuş bazı şeyleri açıklığa kavuşturabilir.” diye başlayınca öğretmen, -hani filmin anlatmış olduğu yıllar tutsa- Adolf Hitler’in çocukluğunun geçtiği köyü mü izleyeceğiz acaba diye düşünmedim değil ! (Hemen bu noktada ilgilenebilecekler için Aytunç Altındal’ın “Bilinmeyen Hitler” kitabını salık vereceğim.) Elbette yıllar tutmuyor dolayısıyla Hitler’in çocukluğu değil izlediğimiz ama iktidara geldiğinden itibaren şekillenmeye başlayan, Hitler’in sorgusuz sualsiz nasyonel sosyalizmi, faşizmi kabullenen ve uygulayan Nazi subaylarının, ruhsuz ve donuk Nazi kadınlarının çocukluğunu izliyoruz.Masumiyetlerini hatırlamaları ve ona göre davranmaları için kendilerini düzeltene kadar köyün Papaz’ının yaşça diğerlerinden büyük iki çocuğu Klara ve Martin’in koluna taktığı beyaz banttan alıyor film ismini. Köydeki gündelik hayatlarında ensestten her türlü sözsel ve fiziksel eziyete, cezaya maruz kalan, katı, ağır, sonsuz bir disiplinle psikolojik baskı altında yetiştirilen bu köyün çocukları önce tepkilerini en yakında ezebileceklerine, üzebileceklerine gösteriyorlar. Ancak çok değil 20 – 25 yıl sonra da başkalarına bant takmaya başlıyorlar. Ve işte bu çocuklar ki, mantığımın bugün bile algılayamadığı bir biçimde, topyekun bir itaatle Nazi Almanyası’nın temellerini oluşturuyorlar.
Her zamanki gibi sebep öne sürmüyor ve çözüm önermiyor Michael Haneke. Size olayları sunuyor ve işin içinden çıkıyor. Hazmedip hazmetmemek size kalıyor !
24 Haziran 2010 Perşembe
Das Weisse Band - Eine Deutsche Kindergeschichte
İzdüşüm(ler)
KİTAPLAR,
RAHATSIZ EDEN YÖNETMENLER,
SİNEMA,
SİYAH-BEYAZ FİLMLER