23 Haziran 2010 Çarşamba

Factotum

Norveçli yönetmen Bent Hamer'ın memleketinden uzakta, Amerika’da çektiği, 2005 yapımı Factotum ya da Amerika’da tanınan ismiyle Factotum: A Man Who Performs Many Jobs / Herşeyi Yapan Adam filmi, Charles Bukowski’nin aynı adlı romanından ve bazı yazıları üzerinden Bent Hamer ve Jim Stark tarafından senaryolaştırılmış ve Matt Dillon’un hoş yorumuyla kült yazar Bukowski kadar kült bir film olmuş. İyi ki Charles Bukowski’nin hayatından bir kesiti Norveçli bir yönetmen yorumlamış diye düşündüm.“Hank” ChinaskiFilmin DVD’sinin yaklaşık yarım saatlik kamera arkası bölümünde Bent Hamer, daha önce izlediğim üç filmi (bakınız ve başlıklara tıklayınız: Sepet sepet yumurta/lar // ”Spanish City” // Mutfak Hikayeleri ) ile ilgili küçük bir özet vererek “şimdi Amerika’ya gidiyorum” diyor ve Factotum’un öyküsüne geçiyor.

“Factotum” sözcüğünün çözümlemesi kitabın arkasında şöyle yazılmış:
“Fac-totum: herşeyi yapan.
fac, yapmak anlamindaki facere'den.
totum, her şey, bütün anlamındaki totus'tan.
bir işte yapılması gereken tüm niteliksiz işleri yapan kişi, kâhya, ayakçı.”

İşte bu herşeyi yapan adamımız Henry “Hank” Chinaski, yazı yazmak dışında sınırsız bir sorumsuzluğa sahip. Devamlı içki, sigara tüketiyor, hiçbir işte barınamıyor, hiçbir şeyi umursamıyor, kadından kadına koşuyor. Tam bir maceracı! Tüm dağınıklığın ve vurdumduymazlığın içinde değişmeyen yazma tutkusu O’nu bir anlamda hayata bağlıyor. Yazılarını bıkmadan Black Sparrow Yayıncılığa (Charles Bukowski'nin kitaplarını basan yayınevi) gönderiyor "Hank" Chinaski ama bir türlü sonuç alamıyor. Yine de yılmıyor, yazar olmanın peşinde kararından dönmüyor.

Kim ne derse desin, bence Bent Hamer Amerika'da çektiği filmine çok hoş bir İskandinav tarzı yansıtmış. Çoğu Hollywood işi filmde gördüğümüz hani şu birbirinin aynı, düzenli aile hayatı, düzenli bir iş ve düzenli geliri temsil eden “Amerikan Rüyası”nı yadsıyan bir karakterin öyküsünü çok güzel yorumlamış yönetmen ve bence Matt Dillon da oldukça başarılı oynamış Charles Bukowski’yi ya da filmdeki adıyla Henry “Hank” Chinaski’yi. Kısaca, hayatı şiirsel olan adamın şiirsel filmi olmuş Factotum.
Kristin Asbjørnsen, “Slow Day” şarkısı ile Bukowski'ye güzel bir saygıduruşunda bulunmuş. Charles Bukowski’nin “Wind the Clock” şiirinden alıntılarla oluşturulan bu güzel şarkının sözleriyle noktalıyorum bugünü.

Slow Day
it's just a slow day moving into a slow night
it doesn't matter what you do
everything just stays the same.
the cats sleep it off, the dogs don't bark,
its just a slow day moving into a slow night.
there's nothing even dying,
it's just more waiting through a slow day moving
into a slow night.
you don't even hear the water running,
the walls just stand there and the doors don't open...

it's just more waiting through a slow day moving
into a slow night
like tomorrow's never going to come
and when it does
it'll be the same damn thing.